www.forumyok.forumm.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 FATIR Suresi Meali

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DEN(ge)[s]İZ
AdministratorAdministrator
DEN(ge)[s]İZ


Kadın
Mesaj Sayısı : 3681
Yaş : 115
Nerden : ı cennet olsun =)
Kayıt tarihi : 14/06/08

FATIR Suresi Meali Empty
MesajKonu: FATIR Suresi Meali   FATIR Suresi Meali Icon_minitimePaz Nis. 26, 2009 7:06 pm

Bismillâhirrahmânirrahîm

35 / FATIR - 1Elhamdu lillâhi fâtırıs
semâvâti vel ardı câilil melâiketi rusulen ulî ecnihatin mesnâ ve
sulâse ve rubâa, yezîdu fîl halkı mâ yeşâu, innallâhe alâ kulli şey’in
kadîr(kadîrun).


Hamd; gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlara sahip
melekleri, resûller (elçiler) kılan Allah'a aittir. Yaratmada
dilediğini arttırır. Muhakkak ki Allah, herşeye kaadirdir.

35 / FATIR - 2Mâ yeftehillâhu lin nâsi min
rahmetin fe lâ mumsike lehâ, ve mâ yumsik fe lâ mursile lehu min
ba’dih(ba’dihî), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).


Allah, rahmetinden insanlar için ne açarsa (genişletirse), o taktirde
onu tutacak yoktur. Ve neyi tutarsa, artık O'ndan sonra onu gönderecek
(serbest bırakacak) da yoktur. Ve O; Azîz'dir (üstün, yüce), Hakîm'dir
(hüküm ve hikmet sahibi).

35 / FATIR - 3Yâ eyyuhen nâsuzkurû
ni’metallâhi aleykum, hel min hâlikın gayrullâhi yerzukukum mines semâi
vel ard(ardı), lâ ilâhe illâ huve fe ennâ tû’fekûn(tû’fekûne).


Ey insanlar! Allah'ın üzerinizdeki ni'metini zikredin. Sizi göklerden
ve yerden rızıklandıran, Allah'tan başka bir Halîk (bir Yaratıcı) var
mı? O'ndan başka İlâh yoktur. Öyleyse nasıl (îmândan)
döndürülüyorsunuz?

35 / FATIR - 4Ve in yukezzibûke fe kad kuzzibet rusulun min kablik(kablike), ve ilâllâhi turceul umûr(umûru).
Ve
eğer seni tekzip ediyorlarsa (yalanlıyorlarsa), senden önceki resûller
(de) yalanlanmıştı. Emirler (bütün işler), Allah'a döndürülür.

35 / FATIR - 5Yâ eyyuhen nâsu inne va’dallâhi hakkun fe lâ tegurrennekumul hayâtud dunyâ, ve lâ yegurrennekum billâhil garûr(garûru).
Ey
insanlar! Muhakkak ki Allah'ın vaadi haktır. Öyleyse dünya hayatı sizi
sakın aldatmasın. Aldatıcılar da sizi Allah ile (affına güvendirerek)
aldatmasınlar.

35 / FATIR - 6İnneş şeytâne lekum aduvvun fettehızûhu aduvvâ(aduvven), innemâ yed’û hızbehu li yekûnû min ashâbis seîr(seîri).
Muhakkak
ki şeytan, sizin düşmanınızdır. Öyleyse onu düşman edinin. O, kendi
hizbini (taraftarlarını) sadece alevli ateş (cehennem) ehlinden
olmaları için çağırır.

35 / FATIR - 7Ellezîne keferû lehum azâbun şedîd(şedîdun), vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum magfiretun ve ecrun kebîr(kebîrun).

Kâfir olanlar; onlar için şiddetli azap vardır. Ve âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar; onlar için mağfiret ve büyük mükâfat vardır.

35 / FATIR - 8E fe men zuyyine lehu sûu
amelihî fe reâhu hasenâ(hasenen), fe innallâhe yudıllu men yeşâu ve
yehdî men yeşâu, fe lâ tezheb nefsuke aleyhim haserât(haserâtin),
innallâhe alîmun bimâ yesneûn(yesneûne).


Fakat kötü ameli, kendisine süslenen (güzel gösterilen), böylece onu
güzel gören kişi mi? İşte muhakkak ki Allah, dilediği kişiyi dalâlette bırakır ve dilediği kişiyi hidayete erdirir. Artık onlar için nefsin, hasret duymasın (hüzünlenmesin). Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir.

35 / FATIR - 9Vallâhullezî, erseler rîyâha
fe tusîru sehâben fe suknâhu ilâ beledin meyyitin fe ahyeynâ bihil arda
ba’de mevtihâ, kezâliken nuşûr(nuşûru).


Ve o Allah ki, rüzgârı gönderir, böylece bulutları hareket ettirir.
Sonra da onu ölü beldeye sevkederiz. Böylelikle arzı, ölümünden sonra
onunla (yağmurla) diriltiriz. Nuşur (yeniden dirilip yayılma), işte
bunun gibidir.

35 / FATIR - 10Men kâne yurîdul izzete fe
lillâhil izzetu cemîâ(cemîan), ileyhi yes’adul kelimut tayyibu vel
amelus sâlihu yerfeuh(yerfeuhu), vellezîne yemkurûnes seyyiâti lehum
azâbun şedîd(şedîdun), ve mekru ulâike huve yebûr(yebûru).


Kim izzet istediyse, işte izzet tamamen Allah'a aittir. Güzel kelimeler
(sözler), O'na erişir. Onu, salih amel (nefs tezkiyesi) yükseltir.
Kötülüklerle tuzak kuranlar; onlar için şiddetli azap vardır. Ve
onların tuzakları boşa gider.

35 / FATIR - 11Vallâhu halakakum min
turâbin summe min nutfetin summe cealekum ezvâcâ(ezvâcen), ve mâ
tahmilu min unsâ ve lâ tedau illâ bi ilmih(ilmihî), ve mâ yuammeru min
muammerin ve lâ yunkasu min umurihî illâ fî kitâb(kitâbin), inne zâlike
alâllâhi yesîr(yesîrun).


Ve Allah sizi topraktan yarattı. Sonra bir nutfeden. Sonra (da) sizi
çiftler kıldı. O'nun ilmi olmaksızın bir kadın yüklenemez (hamile
kalamaz) ve doğum yapamaz. Ömür verilen bir kimsenin ömrü kitapta
olanın dışında uzatılmaz veya onun ömründen eksiltilmez. Muhakkak ki
bu, Allah için çok kolaydır.

35 / FATIR - 12Ve mâ yestevîl bahrâni hâzâ
azbun furâtun sâigun şerâbuhu ve hâzâ milhun ucâc(ucâcun), ve min
kullin te’kulûne lahmen tariyyen ve testahricûne hilyeten telbesûnehâ,
ve terel fulke fîhi mevâhire li tebtegû min fadlihî ve leallekum
teşkurûn(teşkurûne).


Ve iki deniz müsavi (eşit) olamaz. Bu lezzetli, tatlıdır. Susuzluğu
gideren, içimi kolay olandır. Ve bu (diğeri) tuzludur, acıdır.
Hepsinden taze et yersiniz. Ve giyeceğiniz (takacağınız) süs eşyası
(inci, mercan) çıkarırsınız. Ve onun fazlından istemeniz için onda
(suyu) yarıp giden gemiler görürsünüz. Umulur ki böylece şükredersiniz.

35 / FATIR - 13Yûlicul leyle fîn nehâri ve
yûlicun nehâre fîl leyli ve sehhareş şemse vel kamere kullun yecrî li
ecelin musemmâ(musemmen), zâlikumullâhu rabbukum lehul mulk(mulku),
vellezîne ted’ûne min dûnihî mâ yemlikûne min kıtmîr(kıtmîrin).


(Allah), geceyi gündüzün içine, gündüzü gecenin içine sokar. Güneş'i ve
Ay'ı emri altına almıştır. Hepsi belirlenmiş bir zamana kadar akar
(yörüngelerinde dönerler). İşte bu Allah, sizin Rabbinizdir. Mülk,
O'nundur. O'ndan (Allah'tan) başka taptıklarınız, bir kıtmire (hurma
çekirdeğinin zarına) bile malik değildir.

35 / FATIR - 14İn ted’ûhum lâ yesmeû
duâekum, ve lev semiû mestecâbû lekum, ve yevmel kıyâmeti yekfurûne bi
şirkikum, ve lâ yunebbiuke mislu habîr(habîrin).


Eğer onlara dua ederseniz sizi, dualarınızı işitmezler. Şâyet işitmiş
olsalar (bile) size icabet edemezler. Kıyâmet günü sizin şirkinizi
inkâr edecekler. Ve sana bunun (bu haberin) mislini (benzerini) verecek
(kimse, şey) bulunmaz (Allah'tan başkası haber veremez).

35 / FATIR - 15Yâ eyyuhen nâsu entumul fukarâu ilâllâhi, vallâhu huvel ganiyyul hamîd(hamîdu).

Ey insanlar! Sizler, Allah'a muhtaç fakirlersiniz. Ve Allah ki, O; Gani'dir (zengin, ihtiyacı olmayan), Hamîd'dir (hamdedilen).

35 / FATIR - 16İn yeşe’ yuzhibkum ve ye’ti bi halkın cedîd(cedîdin).

Eğer dilerse sizi giderir (yok eder) ve (sizin yerinize) yeni bir halk getirir.

35 / FATIR - 17Ve mâ zâlike alâllâhi bi azîz(azîzin).

Ve bu, Allah'a (Allah için) azîz (güç) değildir.

35 / FATIR - 18Ve lâ tezirû vâziretun vizre
uhrâ, ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un ve lev
kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve
ekâmûs salâh(salâte), ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li
nefsih(nefsihî), ve ilâllâhil masîr(masîru).


Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını)
yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye
(başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa
dahi. Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri
uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde
bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş Allah'adır (Nefs tezkiyesi
ile ruh Allah'a döner, ulaşır).

35 / FATIR - 19Ve mâ yestevîl a’mâ vel basîr(basîru).

Ve âmâ (kör) olanla basiret sahibi olan (gören) müsavi (eşit) olmaz.

35 / FATIR - 20Ve lez zulumâtu ve len nûr(nûru).

Ve zulmet (karanlık) ve nur (aydınlık) da (eşit olmaz).

35 / FATIR - 21Ve lez zıllu ve lel harûr(harûru).

Ve gölge ve sıcaklık da (eşit olmaz).

35 / FATIR - 22Ve mâ yestevîl ahyâu ve lel emvât(emvâtu), innallâhe yusmiu men yeşâu, ve mâ ente bi musmiin men fîl kubûr(kubûri).
Ve
hayy (diri) olanlar ve ölüler eşit olmaz. Muhakkak ki Allah, dilediğine
işittirir. Ve sen, kabirlerde (mezarlarda) olanlara işittirici
değilsin.

35 / FATIR - 23İn ente illâ nezîr(nezîrun).

Sen sadece bir nezirsin (uyarıcısın).

35 / FATIR - 24İnnâ erselnâke bil hakkı beşîren ve nezîrâ(nezîren), ve in min ummetin illâ halâ fîhâ nezîr(nezîrun).
Muhakkak
ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve nezir (uyarıcı) olarak gönderdik.
İçinden bir nezir gelip geçmiş olmayan hiçbir ümmet yoktur.

35 / FATIR - 25Ve in yukezzibûke fe kad
kezzebellezîne min kablihim, câethum rusuluhum bil beyyinâti ve biz
zuburi ve bil kitâbil munîr(munîri).


Ve eğer seni tekzip ediyorlarsa (yalanlıyorlarsa), o taktirde (bil ki)
onlardan öncekiler de (resûllerini) yalanlamışlardı. Onların resûlleri,
onlara beyyineler (mucizeler, açık deliller) ve zuburi (sayfalar) ve
nurlandırıcı kitap getirdiler.

35 / FATIR - 26Summe ehaztullezîne keferû fe keyfe kâne nekîr(nekîri).

Sonra inkâr edenleri yakaladım. Bundan sonra inkârım (inkâr edilmem) nasıl oldu?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumyok.yetkin-forum.com
DEN(ge)[s]İZ
AdministratorAdministrator
DEN(ge)[s]İZ


Kadın
Mesaj Sayısı : 3681
Yaş : 115
Nerden : ı cennet olsun =)
Kayıt tarihi : 14/06/08

FATIR Suresi Meali Empty
MesajKonu: Geri: FATIR Suresi Meali   FATIR Suresi Meali Icon_minitimeC.tesi Haz. 06, 2009 5:35 pm

35 / FATIR - 27E lem tere ennallâhe enzele
mines semâi mâen, fe ahrecnâ bihî semerâtin muhtelifen elvânuhâ, ve
minel cibâli cudedun bîdun ve humrun muhtelifun elvânuhâ ve garâbîbu
sûd(sûdun).


Allah'ın suyu, semadan indirdiğini görmedin mi? Böylece onunla çeşitli
renklerde ürünler (meyveler) çıkardık. Ve dağlardan beyaz, kırmızı,
çeşitli renklerde ve kara ve kapkara (koyu siyah) yollar (kıldık).

35 / FATIR - 28Ve minen nâsi ved devâbbi
vel en’âmi muhtelifun elvânuhu kezâlik(kezâlike), innemâ yahşâllâhe min
ibâdihil ulemâu, innallâhe azîzun gafûr(gafûrun).


Ve bunun gibi insanlardan, davarlardan, yürüyen hayvanlardan da çeşitli
renkte olanlar vardır. Ancak kullarından ulema (âlimler), Allah'a karşı
huşû duyar. Muhakkak ki Allah; Azîz'dir (üstün, yüce), Gafûr'dur
(mağfiret eden).

35 / FATIR - 29İnnellezîne yetlûne
kitâballâhi ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve
alâniyeten yercûne ticâreten len tebûr(tebûre).


Muhakkak ki Allah'ın Kitabı'nı okuyanlar, namazı ikame edenler, onları
rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık infâk edenler, asla
kesilmeyecek (devam edecek) bir ticaret (kazanç) ümit ederler.

35 / FATIR - 30Li yuveffîyehum ucûrehum ve yezîdehum min fadlih(fadlihi), innehu gafûrun şekûr(şekûrun).
Onların
ecirleri (mükâfatları) onlara vefa edilir (ödenir). Ve (Allah), onlara
fazlından artırır. Muhakkak ki O; Gafûr'dur (mağfiret eden), Şekûr'dur
(şükredilen).

35 / FATIR - 31Vellezî evhaynâ ileyke minel
kitâbi huvel hakku musaddikan limâ beyne yedeyh(yedeyhi), innallâhe bi
ibâdihî le habîrun basîr(basîrun).


Ve sana kitaptan vahyettiğimiz, onların ellerindekini tasdik edici
olarak haktır. Muhakkak ki Allah, kullarından mutlaka haberdar olandır,
(onları) görendir.

35 / FATIR - 32Summe evresnel
kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ, fe minhum zâlimun li
nefsih(nefsihî), ve minhum muktesid(muktesidun), ve minhum sâbikun bil
hayrâti bi iznillâh(iznillâhi), zâlike huvel fadlul kebîr(kebîru).


Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Böylece
onlardan bir kısmı nefsine zulmedicidir, onlardan bir kısmı
muktesittir. Onlardan bir kısmı da Allah'ın izniyle hayırlarda
yarışanlardır. İşte o ki o, büyük fazldır.

35 / FATIR - 33Cennâtu adnin yedhulûnehâ yuhallevne fîhâ min esâvire min zehebin ve lu’luâ(lu’luen), ve libâsuhum fîhâ harîr(harîrun).

(Onlar), adn cennetlerine girerler. Orada altından bilezikler ve inciler takarlar. Ve orada onların elbiseleri ipektir.

35 / FATIR - 34Ve kâlûl hamdu lillâhillezî ezhebe annel hazen(hazene), inne rabbenâ le gafûrun şekûr(şekûrun).
"Ve
bizden hüznü gideren Allah'a hamdolsun, muhakkak ki Rabbimiz, gerçekten
Gafûr'dur (mağfiret eden), Şekûr'dur (şükredilen)." dediler (derler).

35 / FATIR - 35Ellezî ehallenâ dârel mukâmeti min fadlih(fadlihî), lâ yemessunâ fîhâ nasabun ve lâ yemessunâ fîhâ lugûb(lugûbun).
Ki
O, bizi fazlından kalınacak (ikâmet edilecek) bir yurda yerleştirdi.
Orada bize bir yorgunluk dokunmaz ve orada bize (açlık ve meşakkatten
dolayı) bir bıkkınlık ve usanç dokunmaz.

35 / FATIR - 36Vellezîne keferû lehum nâru
cehennem(cehenneme), lâ yukdâ aleyhim fe yemûtû ve lâ yuhaffefu anhum
min azâbihâ, kezâlike neczî kulle kefûr(kefûrin).


Ve inkâr edenler (Allah'a ulaşmayı dilemeyenler). Onlar için cehennem
ateşi vardır. Onlar için karar verilmez ki böylece (bu karar gereğince)
ölsünler ve onun azabı, onlardan hafifletilmez. İşte Biz, bütün inkâr
edenleri böyle cezalandırırız.

35 / FATIR - 37Ve hum yastarihûne fîhâ,
rabbenâ ahricnâ na’mel sâlihan gayrellezî kunnâ na’mel(na’melu), e ve
lem nuammirkum mâ yetezekkeru fîhi men tezekkere ve câekumun
nezîr(nezîru), fe zûkû fe mâ liz zâlimîne min nasîr(nasîrin).


Ve onlar, orada feryat ederler: “Rabbimiz bizi (buradan) çıkar, yapmış
olduklarımızdan başka (amel) salih amel yapalım.” Size orada (dünyada),
tezekkür etmek isteyen kimsenin, tezekkür etmesine yetecek kadar bir
ömür vermedik mi? Size nezir gelmedi mi? O halde (azabı) tadın. Artık
zalimler için bir yardımcı yoktur.

35 / FATIR - 38İnnallâhe âlimu gaybis semâvâti vel ard(ardı), innehu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).

Muhakkak ki Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir. Muhakkak ki O, sinelerde olanı en iyi bilendir.

35 / FATIR - 39Huvellezî cealekum halâife
fîl ard(ardı), fe men kefere fe aleyhi kufruh(kufruhu), ve lâ yezîdul
kâfirîne kufruhum inde rabbihim illâ maktâ(makten), ve lâ yezîdul
kâfirîne kufruhum illâ hasârâ(hasâren).


Sizi yeryüzünde halifeler kılan O'dur. Artık kim inkâr ederse, o zaman
onun küfrü kendi aleyhinedir. Kâfirlere küfürleri, Rab'lerinin
huzurunda, gazaptan başka bir şey artırmaz ve kâfirlere küfürleri,
hasardan (ziyandan) başka bir şey artırmaz.

35 / FATIR - 40Kul ereeytum
şurekâekumullezîne ted’ûne min dûnillâh(dûnillâhi), erûnî mâzâ halakû
minel ardı em lehum şirkun fîs semâvât(semâvâti), em âteynâhum kitâben
fe hum alâ beyyinetin minh(minhu), bel in yaıduz zâlimûne ba’duhum
ba’dan illâ gurûrâ(gurûran).


De ki: “Allah'tan başka taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana
gösterin! Yerden (topraktan) ne halkettiler (yarattılar). Veya onların
göklerde ortakları mı var? Yoksa onlara kitap mı verdik de onlar, ondan
(o kitaptan) bir beyyine (delil) üzerindeler mi (üzerinde mi oldular)?
Hayır, zalimler sadece birbirlerine aldatıcı şeyler vaadederler.”

35 / FATIR - 41İnnallâhe yumsikus semâvâti
vel arda en tezûlâ, ve le in zâletâ in emsekehumâ min ehadin min
ba’dih(ba’dihî), innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûran).


Muhakkak ki Allah, gökleri ve yeri, zail olurlar diye (zail olmaması
için) tutuyor. Gerçekten ikisi de zail olurlarsa (yok olurlarsa), ondan
sonra, o ikisini (gökleri ve yeri) O'ndan (Allah'tan) başka tutacak
(yoktur). Muhakkak ki O; Halîm'dir, Gafûr'dur (günahları sevaba
çeviren).

35 / FATIR - 42Ve aksemû billâhi cehde
eymânihim le in câehum nezîrun le yekûnunne ehdâ min ihdel umem(umemi),
fe lemmâ câehum nezîrun mâ zâdehum illâ nufûrâ(nufûran).


Ve Allah'a en kuvvetli yeminleri ile kasem ettiler. Eğer gerçekten onlara nezir gelirse, mutlaka en çok hidayete
eren ümmetlerden biri olacaklarına. Fakat (bu), onlara nezir (uyarıcı)
geldiği zaman onların nefretlerinden başka bir şeyi artırmadı.

35 / FATIR - 43İstikbâren fîl ardı ve
mekres seyyii, ve lâ yahîkul mekrus seyyiu illâ bi ehlih(ehlihî), fe
hel yenzurûne illâ sunnetel evvelîn(evvelîne), fe len tecide li
sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen), ve len tecide li sunnetillâhi
tahvîlâ(tahvîlen).


Yeryüzünde kibirlendiler ve kötü hile düzenlediler . Oysa kötü hileler,
sahibinden başkasına isabet etmez (ulaşmaz). Öyleyse onlar,
evvelkilerin sünnetinden başkasını mı gözlüyorlar (bekliyorlar)?
Halbuki Allah'ın sünnetinde asla bir tebdil (değişiklik) bulamazsın. Ve
Allah'ın sünnetinde asla bir tahvil (değişme) bulamazsın.

35 / FATIR - 44E ve lem yesîrû fîl ardı fe
yenzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kablihim ve kânû eşedde minhum
kuvveh(kuvveten), ve mâ kânallâhu lî yu’cizehu min şey’in fîs semâvâti
ve lâ fîl ard(ardı), innehu kâne alîmen kadîrâ(kadîren).


Yeryüzünde dolaşıp, onlardan öncekilerin akıbeti (sonu) nasıl oldu
bakmadılar mı? Ve onlardan daha çok kuvvetliydiler. Göklerde ve yerde
Allah'ı aciz bırakacak (hiç)bir şey yoktur. Muhakkak ki O, en iyi
bilendir, (herşeye) kaadirdir.

35 / FATIR - 45Ve lev yûâhızullâhun nâse
bimâ kesebû mâ tereke alâ zahrihâ min dâbbetin, ve lâkin yûahhıruhum
ilâ ecelin musemmâ(musemmen), fe izâ câe eceluhum fe innallâhe kâne bi
ibâdihî basîrâ(basîren).


Ve eğer Allah insanları, kazandıkları şeyler sebebiyle muaheze etseydi
(sorgulasaydı), onun üstünde (yeryüzünde) dabbe (yürüyen bir canlı)
bırakmazdı. Ve lâkin belirlenmiş bir zamana kadar onları tehir eder
(erteler). Fakat onların ecelleri geldiği zaman (hesaba çeker).
Muhakkak ki Allah, kullarını görendir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumyok.yetkin-forum.com
 
FATIR Suresi Meali
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» SAF Suresi Meali
» RUM Suresi Meali
» RAD Suresi Meali
» Sad Suresi Meali
» NUH Suresi Meali

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.forumyok.forumm.biz :: ForumYok Hayat :: İslam :: Ayetler ve Hadisler-
Buraya geçin: