www.forumyok.forumm.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 MUCADELE Suresi Meali

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DEN(ge)[s]İZ
AdministratorAdministrator
DEN(ge)[s]İZ


Kadın
Mesaj Sayısı : 3681
Yaş : 115
Nerden : ı cennet olsun =)
Kayıt tarihi : 14/06/08

MUCADELE Suresi Meali Empty
MesajKonu: MUCADELE Suresi Meali   MUCADELE Suresi Meali Icon_minitimeC.tesi Nis. 25, 2009 7:42 pm

Bismillâhirrahmânirrahîm





58 / MUCADELE - 1Kad semiallâhu kavlelletî
tucâdiluke fî zevcihâ ve teştekî ilallâhi vallâhu yesmeu tehâvurekumâ,
innellâhe semî’un basîr(basîrun).


Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyet edenin
(kadının) sözünü işitmişti. Ve Allah, sizin konuşmalarınızı işitir.
Muhakkak ki Allah; en iyi işitendir, en iyi görendir.

58 / MUCADELE - 2Ellezîne yuzâhirûne minkum
min nisâihim mâ hunne ummehâtihim, in ummehâtuhum illellâî velednehum,
ve innehum le yekûlûne munkeren minel kavli ve zûrâ(zûren), ve
innellâhe le afuvvun gafûr(gafûrun).


İçinizden (sizden) kadınlarına sırt çevirenler (arkalarını dönenler)
ki, onlar (eşleri) kendilerinin anneleri değildir. Onların anneleri,
sadece onları doğuranlardır. Ve muhakkak ki onlar, gerçekten inkâr
edici (çirkin) ve günaha sokan (ağır) bir söz söylüyorlar. Muhakkak ki
Allah; mutlaka affeden ve mağfiret edendir.

58 / MUCADELE - 3Vellezîne yuzâhirûne min
nisâihim summe yeûdûne li mâ kâlû fe tahrîru rekabetin min kabli en
yetemâssâ, zâlikum tûazûne bih(bihî), vallâhu bi mâ ta’melûne
habîr(habîrun).


Onlar ki, kadınlarına sırt çevirip, sonra söyledikleri şeyden geri
dönerler. O taktirde temas etmeden önce bir köleyi azad etsin (serbest
bıraksın). İşte size bu vaazediliyor (yapmanız gerekenler öğüt
veriliyor). Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır.

58 / MUCADELE - 4Fe men lem yecid fe siyâmu
şehreyni mutetâbiayni min kabli en yetemâssâ, fe men lem yestetı’ fe
ıt’amu sittîne miskînâ(miskînen), zâlike li tû’minû billâhi ve
resûlih(resûlihî), ve tilke hudûdullâh(hudûdullâhi), ve lil kâfirîne
azâbun elîm(elîmun).


Artık kim (azad edecek köle veya cariye) bulamazsa, o taktirde
(eşlerine) temas etmeden önce iki ay devamlı (ardarda) oruç tutsun.
Fakat kimin (oruca) gücü yetmezse, o zaman altmış miskini (çalışmaktan
aciz, yaşlı kimseyi) doyursun. İşte bu, Allah'a ve O'nun Resûl'üne îmân
ettiğiniz içindir. Ve bu, Allah'ın hudududur ve kâfirler için elîm azap
vardır.

58 / MUCADELE - 5İnnelleziyne yuhâdûnellâhe
ve resûlehu kubitû kemâ kubitellezîne min kablihim ve kad enzelnâ
âyâtin beyyinât(beyyinâtin), ve lil kâfirîne azâbun muhîn(muhînun).


Muhakkak ki Allah'a ve O'nun Resûl'üne (onların koyduğu hudutlara)
muhalefet edenler, onlardan öncekilerin alçaltıldığı gibi
alçaltıldılar. Ve açıklanmış âyetler (açık deliller) indirmiştik ve
kâfirler için alçaltıcı azap vardır.

58 / MUCADELE - 6Yevme yeb’asu humullâhu
cemîan fe yunebbiuhum bi mâ amilû, ahsâhullâhu ve nesûh(nesûhu),
vallâhu alâ kulli şey’in şehîd(şehîdun).


O gün Allah hepsini beas edecek (yeniden diriltecek). Sonra onlara,
yaptıkları şeyleri haber verecek. Allah, onların unuttuklarını (tek
tek) saydı (kaydetti). Allah, herşeye şahittir.

58 / MUCADELE - 7E lem tere ennellâhe ya’lemu
mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), mâ yekûnu min necvâ selâsetin illâ
huve râbiuhum ve lâ hamsetin illâ huve sâdisuhum ve lâ ednâ min zâlike
ve lâ eksere illâ huve me’ahum eyne mâ kânû, summe yunebbiuhum bi mâ
amilû yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), innellâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun).


Allah'ın göklerde ve yerde olan herşeyi bildiğini görmedin mi? Üç kişi
arasında gizli bir konuşma olmaz ki, onların dördüncüsü O (Allah)
olmasın. Ve beş kişi (arasında gizli bir konuşma) olmaz ki, onların
altıncısı O (Allah) olmasın. Ve bundan daha azı veya daha çoğu, nerede
olurlarsa olsunlar, mutlaka O (Allah), onlarla beraberdir. Sonra
kıyâmet günü, yaptıklarını onlara haber verecektir. Muhakkak ki Allah;
herşeyi en iyi bilendir.

58 / MUCADELE - 8E lem tere ilellezîne nuhû
aninnecvâ summe yeûdûne li mâ nuhû anhu ve yetenâcevne bil ismi vel
udvâni ve ma’siyetir resûl(resûli), ve izâ câûke hayyevke bi mâ lem
yuhayyike bihillâhu, ve yekûlûne fî enfusihim lev lâ yuazzibunâllâhu bi
mâ nekûl(nekûlu), hasbuhum cehennem(cehennemu), yaslevnehâ, febi’sel
masîr(masîru).


Gizli konuşmaktan nehyedilenleri (men edilenleri) görmedin mi? Sonra
nehyedildikleri şeye dönüyorlar. Aralarında günah, düşmanlık ve resûle
isyan konularında gizli gizli konuşuyorlar. Ve sana geldikleri zaman,
Allah'ın selâmlamadığı bir şekilde seni selâmladılar. Ve kendi
aralarında: “Öyle ise (o gerçekten peygamber ise) Allah,
söylediklerimizden dolayı bize azap etmeli değil mi?” diyorlar. Onlara
cehennem yeter. Ona yaslanacaklar (atılacaklar). İşte o varılacak yer
ne kötü.

58 / MUCADELE - 9Yâ eyyuhellezîne âmenû iza
tenâceytum fe lâ tetenâcev bil ismi vel udvâni ve ma’siyetir resûli ve
tenâcev bil birri vet takvâ, vettekûllâhellezî ileyhi
tuhşerûn(tuhşerûne).


Ey âmenû
olanlar (Allah'a inananlar, îmân edenler)! Aranızda gizlice
konuştuğunuz zaman artık günah, düşmanlık ve resûle isyan konusunda
gizli gizli konuşmayın. Birr ve takva konusunda aranızda müşavere edin
(görüşün). Ve kendisine haşrolunacağınız (huzurunda toplanacağınız)
Allah'a karşı takva sahibi olun.

58 / MUCADELE - 10İnne men necvâ mineş şeytâni
li yahzunellezîne âmenû ve leyse bi dârrihim şey’en illâ bi
iznillâh(iznillâhî), ve alâllâhi fel yetevekkelil mû’minûn(mû’minûne).


Muhakkak ki necva (gizli fısıldaşma) şeytandandır, âmenû
olanları (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenleri) mahzun etmek
içindir. Ve Allah'ın izni olmadıkça onlara bir darlık (sıkıntı) verecek
değildir. Öyleyse mü'minler, Allah'a tevekkül etsinler.

58 / MUCADELE - 11Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ
kîle lekum tefessehû fîl mecâlisi fefsehû yefsehıllâhu lekum, ve izâ
kîlenşuzû fenşuzû yerfeillahullezîne âmenû minkum vellezîne ûtûl ilme
derecât(derecâtin), vallâhu bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).


Ey âmenû
olanlar! Meclislerde size: “(Oturmak için) yer açın!” denildiği zaman,
o taktirde yer açın. Allah da size yer açar (genişlik verir). Ve:
“Kalkın!” denildiği zaman hemen kalkın! Allah, sizden âmenû olanların ve ilim verilmiş olanların derecelerini yükseltir. Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

58 / MUCADELE - 12Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ
nâceytumur resûle fe kaddimû beyne yedey necvâkum sadakah(sadakaten),
zâlike hayrun lekum ve athar(atharu), fe in lem tecidû fe innellâhe
gafûrun rahîm(rahîmun).


Ey âmenû
olanlar (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Resûl'e gizli bir
şey söylediğiniz zaman gizli konuşmanızdan (görüşmenizden) önce sadaka
takdim ediniz (veriniz). Bu, sizin için daha hayırlıdır ve daha
temizdir. Fakat (bir sadaka) bulamazsanız, o taktirde muhakkak ki
Allah; Gafûr'dur, Rahîm'dir.

58 / MUCADELE - 13E eşfaktum en tukaddimû
beyne yedey necvâkum sadekât(sadekâtin), fe iz lem tef’alû ve tâballâhu
aleykum, fe ekîmûs salâte ve âtûz zekâte ve etîûllâhe ve
resûleh(resûlehu), vallâhu habîrun bi mâ ta’melûn(ta’melûne).


Gizli görüşmenizden önce sadaka vermekten korktunuz mu? Öyleyse
yapamadığınız zaman Allah sizin tövbenizi kabul etti. O taktirde namazı
ikame edin, zekâtı verin, Allah'a ve O'nun Resûl'üne itaat edin. Ve
Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

58 / MUCADELE - 14E lem tere ilellezîne
tevellev kavmen gadıballâhu aleyhim, mâ hum minkum ve lâ minhum ve
yahlifûne alel kezibi ve hum ya’lemûn(ya’lemûne).


Allah'ın kendilerine öfkelendiği (gadaplandığı) kavme (yahudilere)
dönenleri (onları dost edinen münafıkları) görmedin mi? Onlar sizden
değildir ve onlardan da (yahudilerden de) değildir. Bilerek yalan yere yemin ederler.

58 / MUCADELE - 15E addallâhu lehum azâben şedîdâ(şedîden), innehum sâe mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Allah, onlara (münafıklara) şiddetli azap hazırladı. Muhakkak ki onların yapmış oldukları şey (çok) kötü.

58 / MUCADELE - 16İttehazû eymânehum cunneten fe saddû an sebîlillâhi fe lehum azâbun muhîn(muhînun).

Yeminlerini siper edindiler. Böylece (insanları) Allah'ın yolundan men
ettiler. Artık onlar için alçaltıcı (rüsva edici) azap vardır.

58 / MUCADELE - 17Len tugniye anhum emvâluhum ve lâ evlâduhum min allâhi şey’â(şey’en), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Onların
malları ve evlâtları, Allah'tan bir şeye (azaba) karşı onlara asla
fayda vermez. İşte onlar, ateş ehlidir, orada ebediyen kalacak
olanlardır.

58 / MUCADELE - 18Yevme yeb’asuhumullâhu
cemîan fe yahlifûne lehu kemâ yahlifûne lekum ve yahsebûne ennehum alâ
şey’in, e lâ innehum humul kâzibûn(kâzibûne).


O gün Allah hepsini beas edecek (yeniden diriltecek). O zaman size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edecekler. Ve kendilerinin bir şey üzerinde olduklarını sanırlar. Gerçekten onlar yalancı değil mi?

58 / MUCADELE - 19İstahveze aleyhimuş şeytânu
fe ensâhum zikrallâh(zikrallâhi), ulâike hizbuş şeytân(şeytâni), elâ
inne hizbeşşeytâni humul hâsirûn(hâsirûne).


Şeytan onları kuşattı. Böylece Allah'ın zikrini onlara unutturdu. İşte
onlar, şeytanın taraftarlarıdır. Şeytanın taraftarları, gerçekten
hüsranda olanlar, onlar değil mi?

58 / MUCADELE - 20İnnellezîne yuhâddûnallâhe ve resûlehû ulâike fîl ezellîn(ezellîne).

Muhakkak ki Allah'a ve O'nun Resûl'üne karşı haddi aşanlar, işte onlar zillet içindedirler.

58 / MUCADELE - 21Keteballâhu le aglibenne ene ve rusulî, innallâhe kaviyyun azîz(azîzun).

Allah: “Ben ve elçilerim mutlaka gâlip gelecek.” diye yazdı. Muhakkak ki Allah; Kavî'dir (kuvvetlidir), Azîz'dir.

58 / MUCADELE - 22Lâ tecidu kavmen yû’munûne
billâhi vel yevmil âhîri yuvâddûne men hâddallâhe ve resûlehu ve lev
kânû âbâehum ve ebnâehum ve ihvânehum ev aşîretehum, ulâike ketebe fî
kulûbihimul îmâne ve eyyedehum bi rûhin minh(minhu), ve yudhıluhum
cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, radıyallâhu anhum ve
radû anh(anhu), ulâike hizbullâh(hizbullâhi), e lâ inne hizbullâhi
humul muflihûn(muflihûne).


Allah'a ve âhiret gününe (ölmeden önce Allah'a ulaşmaya) îmân eden bir
kavmi, Allah'a ve O'nun Resûl'üne karşı gelenlere muhabbet duyar
bulamazsın. Ve onların babaları, oğulları, kardeşleri veya kendi
aşiretleri olsa bile. İşte onlar ki, (Allah) onların kalplerinin içine
îmânı yazdı. Ve onları, Kendinden bir ruh ile destekledi (orada
eğitilmiş olan, devrin imamının ruhu onların başlarının üzerine
yerleşir). Ve onları, altından nehirler akan cennetlere dahil edecek.
Onlar orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah, onlardan razı oldu. Ve
onlar da O'ndan (Allah'tan) razı oldular. İşte onlar, Allah'ın
taraftarlarıdır. Gerçekten Allah'ın taraftarları, onlar, felâha erenler değil mi?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumyok.yetkin-forum.com
 
MUCADELE Suresi Meali
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» RUM Suresi Meali
» RAD Suresi Meali
» Sad Suresi Meali
» NUH Suresi Meali
» HUD Suresi Meali

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.forumyok.forumm.biz :: ForumYok Hayat :: İslam :: Ayetler ve Hadisler-
Buraya geçin: