www.forumyok.forumm.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 HUCURAT Suresi Meali

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DEN(ge)[s]İZ
AdministratorAdministrator
DEN(ge)[s]İZ


Kadın
Mesaj Sayısı : 3681
Yaş : 115
Nerden : ı cennet olsun =)
Kayıt tarihi : 14/06/08

HUCURAT Suresi Meali Empty
MesajKonu: HUCURAT Suresi Meali   HUCURAT Suresi Meali Icon_minitimePaz Nis. 26, 2009 6:02 pm

Bismillâhirrahmânirrahîm





49 / HUCURAT - 1Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tukaddimû beyne yedeyillâhi ve resûlihî vettekûllâh(vettekûllâhe), innallâhe semîun alîm(alîmun).

Ey âmenû
olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Allah'ın ve O'nun Resûl'ünün
önüne geçmeyin. Ve Allah'a karşı takva sahibi olun. Muhakkak ki Allah;
en iyi işiten, en iyi bilendir.

49 / HUCURAT - 2Ya eyyuhellezîne âmenû lâ
terfeû asvâtekum fevka savtin nebiyyi ve lâ techerû lehu bil kavli ke
cehri ba’dıkum li ba’dın en tahbeta a’mâlukum ve entum lâ
teş’urûn(teş’urûne).


Ey âmenû
olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Seslerinizi peygamber'in
sesi'nden fazla yükseltmeyin. Ve o'na sözü, birbirinize bağırdığınız
gibi bağırarak söylemeyin. Siz farkında olmadan amelleriniz heba olur.

49 / HUCURAT - 3İnnellezîne yeguddûne
asvâtehum inde resûlillâhi ulâikel lezînemtehanallâhu kulûbehum lit
takvâ lehum magfiretun ve ecrun azîm(azîmun).


Allah'ın Resûl'ünün yanında seslerini alçaltanlar; işte onlar, Allah'ın
takva için kalplerini imtihan ettiği kimselerdir. Onlar için mağfiret
ve büyük ecir vardır.

49 / HUCURAT - 4İnnellezîne yunâdûneke min verâil hucurâti ekseruhum lâ ya’kılûn(ya’kılûne).

Muhakkak ki sana odaların dışından seslenenlerin çoğu akıl etmezler.

49 / HUCURAT - 5Ve lev ennehum saberû hattâ tahruce ileyhim le kâne hayren lehum, vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun).
Ve
eğer onlar, sen onların yanına çıkıncaya kadar sabretselerdi, mutlaka
onlar için daha hayırlı olurdu. Ve Allah; Gafur'dur, Rahîm'dir.

49 / HUCURAT - 6Yâ eyyuhellezîne âmenû in
câekum fâsikun bi nebein fe tebeyyenû en tusîbû kavmen bi cehâletin fe
tusbihû alâ mâ fealtum nâdimîn(nâdimîne).


Ey âmenû
olanlar! Eğer bir fasık size bir haber getirirse, o zaman araştırın.
Yoksa cahillikle bir kavme kötülük edersiniz de sonra yaptığınız şeye
pişman olursunuz.

49 / HUCURAT - 7Va’lemû enne fîkum
resûlallâh(resûlallâhi), lev yutîukum fî kesîrin minel emri le anittum
ve lâkinnallâhe habbebe ileykumul îmâne ve zeyyenehu fî kulûbikum, ve
kerrehe ileykumul kufre vel fusûka vel isyân(isyâne), ulâike humur
râşidûn(râşidûne).


Ve aranızda Allah'ın Resûlü olduğunu biliniz. Eğer işlerin çoğunda size
itaat etseydi, mutlaka sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size îmânı
sevdirdi ve onu kalplerinizde müzeyyen kıldı. Küfrü, fıskı ve isyanı size kerih gösterdi. İşte onlar, onlar irşad olanlardır.

49 / HUCURAT - 8Fadlen minallâhi ve ni’meh(ni’meten), vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).

(Bu) Allah'tan bir fazl ve ni'mettir. Ve Allah; Alîm'dir, Hakîm'dir.

49 / HUCURAT - 9Ve in tâifetâni minel
mû’mînînektetelû fe aslihû beyne humâ, fe in begat ihdâhumâ alel uhrâ
fe kâtilûlletî tebgî hattâ tefîe ilâ emrillâh(emrillâhi), fe in fâet fe
aslihû beynehumâ bil adli ve aksitû, innallâhe yuhıbbul
muksitîn(muksitîne).


Ve eğer mü'minlerden iki grup savaşırlarsa, o zaman ikisinin arasını
düzeltin. Fakat, eğer ikisinden biri diğerine saldırırsa, o taktirde
saldıran grupla Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Bundan sonra
eğer dönerse, böylece ikisinin arasını adaletle düzeltin, (onlara) adil
davranın (diğerine zulmetmeyin). Muhakkak ki Allah, adaletle
davrananları sever.

49 / HUCURAT - 10İnnemel mû’minûne ihvetun fe aslihû beyne ehaveykum vettekûllâhe leallekum turhamûn(turhamûne).
Mü'minler
ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Ve Allah'a
karşı takva sahibi olun. Umulur ki, böylece siz rahmet olunursunuz.

49 / HUCURAT - 11Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ
yeshar kavmun min kavmin asâ en yekûnû hayren minhum ve lâ nisâun min
nisâin asâ en yekunne hayren minhunn(minhunne), ve lâ telmizû enfusekum
ve lâ tenâbezû bil elkâb(elkâbi), bi’sel ismul fusûku ba’del
îmân(îmâni), ve men lem yetub, fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).


Ey âmenû
olanlar! Bir kavim, (başka) bir kavimle alay etmesin. Belki onlar (alay
edilenler) diğerlerinden daha hayırlıdır. Ve kadınlar da diğer
kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden (diğerleri) daha
hayırlıdırlar. Ve birbirinizi ayıplamayın. Kötü lâkaplarla çağırmayın.
Îmândan sonra fasık isimler ne kötü. Ve kim tövbe etmezse, işte o zaman
onlar zalimdirler.

49 / HUCURAT - 12Yâ eyyyuhellezîne
âmenûctenibû kesîran minez zanni, inne ba’daz zanni ismun, ve lâ
tecessesû ve lâ yagteb ba’dukum ba’dâ(ba’dan), e yuhıbbu ehadukum en
ye’kule lahme ahîhi meyten fe kerihtumûh(kerihtumûhu),
vettekullâh(vettekullâhe), innallâhe tevvâbun rahîm(rahîmun).


Ey âmenû
olanlar! Zandan çok sakının. Muhakkak ki bazı zanlar günahtır. Ve
tecessüs etmeyin (merak edip insanların hatalarını araştırmayın). Sizin
bir kısmınız diğerlerinin dedikodusunu yapmasın. Hiç sizden biriniz,
ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Elbette ondan
tiksinirsiniz. Ve Allah'a karşı takva sahibi olunuz. Muhakkak ki Allah,
tövbeleri kabul eden ve Rahîm olandır.

49 / HUCURAT - 13Yâ eyyuhen nâsu innâ
halaknâkum min zekerin ve unsâ ve cealnâkum şuûben ve kabâile li
teârefû, inne ekremekum indallâhi etkâkum, innallâhe alîmun
habîr(habîrun).


Ey insanlar! Muhakkak ki Biz, sizi bir erkek ve bir kadından yarattık.
Ve sizi milletler ve kabileler kıldık ki, birbirinizi (soyunuzu,
babalarınızı) tanıyasınız. Muhakkak ki Allah'ın indinde en çok kerim
olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız), (ırk ya da soy olarak
değil) en çok takva sahibi olanınızdır. Muhakkak ki Allah, en iyi bilen
ve haberdar olandır.

49 / HUCURAT - 14Kâletil a’râbu âmennâ, kul
lem tu’minû ve lâkin kûlû eslemnâ ve lemmâ yedhulil îmânu fî kulûbikum,
ve in tutîullâhe ve resûlehu lâ yelitkum min a’mâlikum şey’â(şey’en),
innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).


Araplar: “Biz âmenû olduk.” dediler. (Onlara) de ki: “Siz âmenû
olmadınız (Allah'a ulaşmayı dilemediniz). Fakat: “Teslim olduk.” deyin.
Kalplerinize (içine) îmân girmedi. Ve eğer Allah'a ve O'nun Resûlü'ne
itaat ederseniz (Allah'a ulaşmayı dilerseniz), amellerinizden bir şey
eksiltmez. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahîm'dir.”

49 / HUCURAT - 15İnnemel mû’minûnellezîne
âmenû billâhi ve resûlihî summe lem yertâbû ve câhedû bi emvâlihim ve
enfusihim fî sebîlillâh(sebîlillâhi), ulâike humus sâdikûn(sâdikûne).


Mü'minler ancak onlardır ki, Allah'a ve O'nun Resûlü'ne îmân ettiler.
Sonra da şüpheye düşmediler. Ve malları ve canları ile Allah yolunda
cihad edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.

49 / HUCURAT - 16Kul etualli mûnallâhe bi dînikum vallâhu ya’lemu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun).

De ki: “Dîninizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Ve Allah, göklerde ve yerde olanı bilir. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir.”

49 / HUCURAT - 17Yemunnûne aleyke en eslemû
kul lâ temunnû aleyye islâmekum, belillâhu yemunnu aleykum en hedâkum
lil îmâni in kuntum sâdikîn(sâdikîne).


Teslim olmaları ile seni minnette bırakmak istiyorlar. De ki: “Sizin
İslâmiyet'inizle beni minnet altında bırakmayın.” Hayır, bilâkis, sizi
îmâna ulaştırarak Allah sizi minnettar kılar, eğer siz sadıklarsanız.

49 / HUCURAT - 18İnnallâhe ya’lemu gaybes semâvâti vel ard(ardı), vallâhu basîrun bimâ ta’melûn(ta’melûne).

Muhakkak ki Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Ve Allah yaptıklarınızı görendir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumyok.yetkin-forum.com
 
HUCURAT Suresi Meali
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tin Suresi Meali
» A'RAF Suresi Meali
» SAF Suresi Meali

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.forumyok.forumm.biz :: ForumYok Hayat :: İslam :: Ayetler ve Hadisler-
Buraya geçin: