www.forumyok.forumm.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 LOKMAN Suresi Meali

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DEN(ge)[s]İZ
AdministratorAdministrator
DEN(ge)[s]İZ


Kadın
Mesaj Sayısı : 3681
Yaş : 115
Nerden : ı cennet olsun =)
Kayıt tarihi : 14/06/08

LOKMAN Suresi Meali Empty
MesajKonu: LOKMAN Suresi Meali   LOKMAN Suresi Meali Icon_minitimeC.tesi Nis. 25, 2009 8:39 pm

Bismillâhirrahmânirrahîm





31 / LOKMAN - 1Elif lâm mîm.

Elif, Lâm, Mim.

31 / LOKMAN - 2Tilke âyâtul kitâbil hakîm(hakîmi).

Bunlar, hakîm (hikmet ve hükümle dolu) olan Kitab'ın Âyetleri'dir.

31 / LOKMAN - 3Huden ve rahmeten lil muhsinîn(muhsinîne).

Muhsinler için hidayet (e erdirici) ve rahmettir.

31 / LOKMAN - 4Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhıreti hum yûkinûn(yûkinûne).

Onlar, namazı ikame ederler (namaz kılarlar) ve zekâtı verirler. Ve
onlar, ahirete (Allah'a ulaşmaya) yakîn hasıl ederler (kesinlikle
inanırlar).

31 / LOKMAN - 5Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).

İşte onlar, Rab'lerinden bir hidayet üzerindedirler. Ve işte onlar; onlar felâha erenlerdir.

31 / LOKMAN - 6Ve minen nâsi men yeşterî
lehvel hadîsi li yudılle an sebîlillâhi bi gayri ilmin ve yettehızehâ
huzuvâ(huzuven), ulâike lehum azâbun muhîn(muhînun).


Ve insanlardan bir kısmı boş sözleri satın alırlar, ilimleri olmaksızın
Allah'ın yolundan saptırmak için. Ve onu eğlence (alay konusu)
edinirler. İşte onlar için muhin (aşağılayıcı) bir azap vardır.

31 / LOKMAN - 7Ve izâ tutlâ aleyhi âyâtunâ
vellâ mustekbiren ke en lem yesma’hâ ke enne fî uzuneyhi vakrâ(vakran),
fe beşşirhu bi azâbin elîm(elîmin).


Ve ona âyetlerimiz okunduğu zaman onu işitmemiş gibi kibirlenerek döner
(gider), onun kulaklarında vakra (işitme engeli) varmış gibi. Öyleyse
onu elîm azapla müjdele (ikaz et, uyar).

31 / LOKMAN - 8İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum cennâtun na’îm(na’îmi).

Muhakkak ki âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar için naîm cennetleri vardır.

31 / LOKMAN - 9Hâlidîne fîhâ, va’dallâhi hakkâ(hakkan), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).

(Onlar) orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah'ın vaadi haktır. Ve O; Azîz'dir (yüce), Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibi).

31 / LOKMAN - 10Halakas semâvâti bi gayri
amedin terevnehâ ve elkâ fîl ardı revâsiye en temîde bikum ve besse
fîhâ min kulli dâbbeh(dâbbetin), ve enzelnâ mines semâi mâen fe enbetnâ
fîhâ min kulli zevcin kerîm(kerîmin).


Gökleri, gördüğünüz gibi direksiz olarak yarattı ve sizi sarsar
(sarsmasın) diye sabit ve yüksek dağlar oluşturdu. Orada her çeşit
yürüyen hayvandan üretip yaydı. Ve gökten su indirdik, böylece orada
her kerim (ikram edilmiş) bitkiden çift yetiştirdik.

31 / LOKMAN - 11Hâzâ halkullâhi fe erûnî mâzâ halakallezîne min dûnih(dûnihî), beliz zâlimûne fî dalâlin mubîn(mubînin).

Bu, Allah'ın yaratmasıdır. Öyleyse O'ndan başkaları ne yarattı, bana gösterin! Hayır, zalimler, apaçık dalâlet içindedirler.

31 / LOKMAN - 12Ve lekad âteynâ lukmânel
hikmete enişkur lillâh(lillâhi), ve men yeşkur fe innemâ yeşkuru li
nefsih(nefsihî), ve men kefere fe innellâhe ganiyyun hamîd(hamîdun).


Ve andolsun ki Lokman'a hikmet verdik ki, Allah'a şükretsin. Ve kim
şükrederse, o taktirde sadece kendi nefsi için şükreder. Ve kim
küfrederse (inkâr ederse), o taktirde muhakkak ki Allah; Gani'dir
(kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur), Hamid'dir (hamdedilen).

31 / LOKMAN - 13Ve iz kâle lukmânu libnihî ve huve yaızuhu yâ buneyye lâ tuşrik billâh(billâhi), inneş şirke le zulmun azîm(azîmun).
Ve
Lokman, oğluna vaazederek (öğüt vererek) şöyle demişti: "Ey yavrum,
Allah'a şirk koşma! Muhakkak ki şirk, azîm (çok büyük) bir zulümdür."

31 / LOKMAN - 14Ve vassaynel insâne bi
vâlideyh(vâlideyhi), hamelethu ummuhu vehnen alâ vehnin ve fisâluhu fî
âmeyni enişkurlî ve li vâlideyk(vâlideyke), ileyyel masîr(masîru).


Ve Biz, insana anne ve babasına (bakmasını) vasiyet ettik (farz
kıldık). Onu, annesi zorluk üzerine zorlukla taşıdı. Ve onun sütten
kesilmesi iki yıldır. (Hem) Bana (hem) anne ve babana şükret! Dönüş,
Bana'dır.

31 / LOKMAN - 15Ve in câhedâke alâ en
tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ ve sâhibhumâ fîd
dunyâ magrûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyy(ileyye), summe ileyye
merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).


Ve bilgin olmayan bir şey hakkında, şirk koşman için seninle mücâdele
ederlerse, ikisine de itaat etme! Ve dünyada onlara güzellikle sahip
ol. Bana yönelenlerin (ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenlerin) yoluna
tâbî ol. Sonra dönüşünüz Banadır. O zaman yaptığınız şeyleri size haber
vereceğim.

31 / LOKMAN - 16Yâ buneyye innehâ in teku
miskâle habbetin min hardalin fe tekun fî sahretin ev fîs semâvâti ev
fîl ardı ye’ti bihâllâh(bihâllâhu), innellâhe latîfun habîr(habîrun).


Ey yavrum! Muhakkak ki o (amelin), bir hardal tanesi kadar dahi olsa ve
o, bir kaya içinde veya göklerde veya yerde bile olsa, Allah onu,
(kıyâmet günü hayat filminde karşına) getirir. Muhakkak ki Allah;
Lâtif'tir (lütuf sahibi), Habîr'dir (haberdar olan).

31 / LOKMAN - 17Yâ buneyye ekımıs salâte ve’mur bil ma’rûfi venhe anil munkeri vasbir alâ mâ esâbek(esâbeke), inne zâlike min azmil umûr(umûri).
Ey
yavrum, namazı ikame et (namaz kıl)! Ma'ruf ile (irfanla, iyilikle)
emret ve münkerden (kötülükten) nehyet (münkeri yasakla, mani ol). Ve
sana isabet eden şeylere (musîbetlere) sabret. Muhakkak ki bu,
azmedilen (mutlaka yapılması gereken) işlerdendir.

31 / LOKMAN - 18Ve lâ tusa’ir haddeke lin nâsi ve lâ temşi fîl ardı merahâ(merahan) innellâhe lâ yuhıbbu kulle muhtâlin fehûr(fehûrin).
Ve
insanlardan (kibirlenerek) yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek
yürüme. Muhakkak ki Allah, çalımla yürüyenlerin ve çok övünenlerin
hiçbirini sevmez.

31 / LOKMAN - 19Vaksid fî meşyike vagdud min savtik(savtike), inne enkerel asvâti le savtul hamîr(hamîri).
Ve
yürüyüşünde mütevazi (alçakgönüllü) ol ve sesini alçalt (alçak sesle
konuş). Muhakkak ki seslerin en çirkini, elbette hamirin (merkebin)
sesidir.

31 / LOKMAN - 20EE lem terev ennellâhe
sehhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı ve esbega aleykum niamehu
zâhireten ve bâtıneh(bâtıneten), ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi
gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîr(munîrin).


Göklerde ve yerlerdeki herşeyi, Allah'ın size musahhar (emrinize amade)
kıldığını görmediniz mi? Ve sizin üzerinizdeki görünen ve görünmeyen
(açık ve gizli) ni'metlerini tamamladı. Ve insanlardan bir kısmı (hâlâ)
ilmi, bir hidayete erdiricisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmaksızın, Allah hakkında mücâdele ederler.

31 / LOKMAN - 21Ve izâ kîle lehumuttebiû mâ
enzelallâhu kâlû bel nettebiu mâ vecednâ aleyhi âbâenâ, e ve lev kâneş
şeytânu yed’ûhum ilâ azâbis saîr(saîri).


Ve onlara "Allah'ın indirdiği şeye (Kitaba) tâbî olun!" denildiği
zaman: "Hayır, babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (putlara) tâbî
oluruz." dediler. Ve şeytan onları, alevli ateşin (cehennemin) azabına
çağırıyor olsa da mı?

31 / LOKMAN - 22Ve men yuslim vechehu ilâllâhi ve huve muhsinun fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, ve ilâllâhi âkibetul umûr(umûri).
Ve
kim muhsin olarak vechini Allah'a teslim ederse, o taktirde sağlam bir
kulba tutunmuş olur. Ve işlerin sonucu Allah'a (ulaşır).

31 / LOKMAN - 23Ve men kefere fe lâ yahzunke
kufruh(kufruhu), ileynâ merciuhum fe nunebbiuhum bi mâ amil(amilû),
innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).


Ve kim inkâr ederse, onun küfrü seni mahzun etmesin (üzmesin)! Onların
dönüşü, Bize'dir. Böylece yaptıkları şeyleri (amelleri) onlara haber
vereceğiz. Muhakkak ki Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.

31 / LOKMAN - 24Numettiuhum kalîlen summe nadtarruhum ilâ azâbin galîz(galîzin).

Onları biraz metalandırırız (geçindiririz). Sonra onları ağır bir azaba maruz bırakırız.

31 / LOKMAN - 25Ve le in seeltehum men
halakas semâvâti vel arda le yekûlunnellâh(yekûlunnellâhu), kulil
hamdulillâh(hamdulillâhi), bel ekseruhum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).


Ve eğer onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorarsan, mutlaka
"Allah" derler. "Hamd Allah'a aittir." de. Hayır, onların çoğu
bilmezler.

31 / LOKMAN - 26Lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), innallâhe huvel ganiyyul hamîd(hamîdu).

Göklerde ve yerde olanlar, Allah'ındır. Muhakkak ki O; Gani'dir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur), Hamîd'dir (hamdedilen).

31 / LOKMAN - 27Ve lev enne mâ fîl ardı min
şeceretin aklâmun vel bahru yemudduhu min ba’dihî seb’atu ebhurin mâ
nefidet kelimâtullâh(kelimâtullâhi), innellâhe azîzun hakîm(hakîmun).


Ve eğer arzda (yeryüzünde) bulunan ağaçlar kalem olsaydı ve denizler
(mürekkep olsaydı) ve ondan sonra, onun yedi katı daha deniz
eklenseydi, Allah'ın kelimeleri tükenmezdi. Muhakkak ki Allah; Azîz'dir
(çok yüce), Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibi).

31 / LOKMAN - 28Mâ halkukum ve lâ ba’sukum illâ ke nefsin vâhıdeh(vâhıdetin), innallâhe semîun basîr(basîrun).
Sizin
yaratılmanız ve beas edilmeniz (yeniden diriltilmeniz), ancak tek bir
nefsin yaratılması (beas edilmesi) gibidir. Muhakkak ki Allah;
Sem'î'dir (en iyi işiten), Basîr'dir (en iyi gören).

31 / LOKMAN - 29E lem tere ennallâhe yûlicul
leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leyli, ve sehhareş şemse vel
kamere kullun yecrî ilâ ecelin musemmen ve ennallâhe bi mâ ta’melûne
habîr(habîrun).


Allah'ın geceyi gündüzün içine ve gündüzü gecenin içine soktuğunu
görmedin mi? Güneş'i ve Ay'ı musahhar (emre amade) kıldı. Hepsi belirli
bir süreye kadar (yörüngesinde) seyreder. Muhakkak ki Allah, yaptığınız
şeylerden haberdardır.

31 / LOKMAN - 30Zâlike bi ennellâhe huvel hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihil bâtılu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîr(kebîru).
İşte
bu, Allah'ın hak olması sebebiyledir. Ve O'ndan başka taptıkları şeyler
mutlaka bâtıldır. Muhakkak ki Allah; Âli'dir (yüce), Kebir'dir (büyük).

31 / LOKMAN - 31E lem tere ennel fulke tecrî
fîl bahri bi ni’metillâhi li yuriyekum min âyâtih(âyâtihî) inne fî
zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûr(şekûrin).


Gemilerin denizde Allah'ın ni'metiyle (yüzerek) seyrettiğini görmedin
mi? Âyetlerinden size göstermek için. Muhakkak ki bunda, çok
sabredenlerin ve şükredenlerin hepsi için elbette âyetler (deliller,
ibretler) vardır.

31 / LOKMAN - 32Ve izâ gaşiyehum mevcun kez
zuleli deavûllâhe muhlisîne lehud dîn(dîne), fe lemmâ neccâhum ilel
berri fe minhum muktesıd(muktesidun), ve mâ yechadu bi âyâtinâ illâ
kullu hattârin kefûr(kefûrin).


Ve karanlık gölgeler gibi dalgalar onları sardığı zaman, dîni O'na
halis kılarak Allah'a yalvarırlar. Böylece onları karaya (çıkarıp)
kurtardığımız zaman, bundan sonra onların bir kısmı mutedil davranırlar
(aşırı gitmezler). Çok gaddar ve çok nankör olanlardan başkası
ayetlerimizi ısrarla (bilerek) inkâr etmez.

31 / LOKMAN - 33Yâ eyyuhen nâsuttekû
rabbekum vahşev yevmen lâ yeczî vâlidun an veledihî ve lâ mevlûdun huve
câzin an vâlidihî şey’â(şey’en) inne va’dallâhi hakkun fe lâ
tegurrennekumul hayâtud dunyâ, ve lâ yagurrennekum billâhil
garûr(garûru).


Ey insanlar, Rabbinize karşı takva sahibi olun! Ve o günden korkun ki;
baba, oğluna karşılık veremez (yardım edemez). Ve oğul da babasına bir
şeyle karşılık veremez. Muhakkak ki Allah'ın vaadi haktır. Öyleyse
dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Garur (tagut), Allah'a karşı sakın
sizi kandırmasın.

31 / LOKMAN - 34İnnallâhe indehu ilmus
sâah(sâati), ve yunezzilul gays(gayse), ve ya’lemu mâ fîl
erhâm(erhâmi), ve mâ tedrî nefsun mâzâ teksibu gadâ(gaden), ve mâ tedrî
nefsun bi eyyi ardın temût(temûtu), innallâhe alîmun habîr(habîrun).


Muhakkak ki o saatin (kıyâmetin) ilmi, Allah'ın katındadır. Ve yağmuru,
(O) indirir ve rahimlerde olan şeyi (O) bilir. Kimse yarın ne
kazanacağını bilemez (idrak edemez). Ve kimse arzın neresinde öleceğini
bilemez (idrak edemez). Muhakkak ki Allah, Alîm'dir (en iyi bilen),
Habîr'dir (haberdar olan).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumyok.yetkin-forum.com
 
LOKMAN Suresi Meali
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Nas Suresi Meali
» HAC Suresi Meali
» Tin Suresi Meali

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.forumyok.forumm.biz :: ForumYok Hayat :: İslam :: Ayetler ve Hadisler-
Buraya geçin: