www.forumyok.forumm.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Secde Suresi Meali

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DEN(ge)[s]İZ
AdministratorAdministrator
DEN(ge)[s]İZ


Kadın
Mesaj Sayısı : 3681
Yaş : 115
Nerden : ı cennet olsun =)
Kayıt tarihi : 14/06/08

Secde Suresi Meali Empty
MesajKonu: Secde Suresi Meali   Secde Suresi Meali Icon_minitimePaz Nis. 05, 2009 4:25 pm

Bismillâhirrahmânirrahîm





32 / SECDE - 1Elif lâm mîm.

Elif, Lâm, Mîm.

32 / SECDE - 2Tenzîlul kitâbi lâ reybe fîhi min rabbil âlemîn(âlemîne).

Hakkında şüphe olmayan Kitab'ın indirilişi, âlemlerin Rabbindendir.

32 / SECDE - 3Em
yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), bel huvel hakku min rabbike li tunzire
kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum yehtedûn(yehtedûne).


Yoksa "O'nu uydurdu" mu diyorlar? Hayır! O, Rabbinden bir haktır.
Senden önce kendilerine nezir (peygamber) gelmemiş olan kavmi uyarman
içindir. Umulur ki böylece onlar, hidayete ererler.

32 / SECDE - 4Allâhullezî halakas semâvâti
vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arş(arşi),
mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ şefîi(şefîin), e fe lâ
tetezekkerûn(tetezekkerûne).


O Allah ki; gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde
halketti (yarattı). Sonra arşa istiva etti (arşı sevva etti, dizayn
etti, vechi arşta karar kıldı). Sizin O'ndan başka dostunuz ve
şefaatçiniz yoktur. Hâlâ tezekkür etmez misiniz?

32 / SECDE - 5Yudebbirul emre mines semâi ilel ardı summe ya’rucu ileyhi fî yevmin kâne mıkdâruhu elfe senetin mimmâ teuddûn(teuddûne).
Gökten
arza kadar emri (Allah'tan gelen ve Allah'a dönen herşeyi) tedbir eder
(düzenler). Sonra bir günde O'na yükselir ki, (o bir günün) süresi,
sizin (dünya ölçülerine göre) saymanızla 1000 senedir.

32 / SECDE - 6Zâlike âlimul gaybi veş şehâdetil azîzur rahîm(rahîmu).

İşte O, gaybı (görünmeyeni) ve görüneni bilen Azîz'dir (yüce), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).

32 / SECDE - 7Ellezî ahsene kulle şey’in halakahu ve bedee halkal insâni min tîn(tînin).

Ki O, herşeyin yaratılışını en güzel yapan ve insanı yaratmaya, ilk defa tînden (nemli topraktan) başlayandır.

32 / SECDE - 8Summe ceale neslehu min sulâletin min mâin mehîn(mehînin).

Sonra onun neslini, basit bir suyun özünden (nutfeden) kıldı (yarattı).

32 / SECDE - 9Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).
Sonra
(Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine)
ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme
hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az
şükrediyorsunuz.

32 / SECDE - 10Ve kâlû e izâ dalelnâ fîl ardı e innâ le fî halkın cedîd(cedîdin), bel hum bi likâi rabbihim kâfirûn(kâfirûne).
Ve
dediler ki: "Biz yerde (toprağın içinde) (toprağa) karıştığımız zaman
biz mutlaka yeni bir yaratılış içinde mi olacağız?" Hayır, onlar,
Rab'lerine mülâki olmayı (ulaşmayı) inkâr edenlerdir.

32 / SECDE - 11Kul yeteveffâkum melekul mevtillezî vukkile bikum summe ilâ rabbikum turceûn(turceûne).

De ki: "Size vekil kılınan ölüm meleği, sizi vefat ettirecek (öldürecek). Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz."

32 / SECDE - 12Ve lev terâ izil mucrimûne
nâkısû ruûsihim inde rabbihim, rabbenâ ebsarnâ ve semi’nâ ferci’nâ
na’mel sâlihan innâ mûkinûn(mûkinûne).


Ve keşke mücrimleri, Rab'lerinin huzurunda başlarını eğerek: "Rabbimiz,
biz gördük ve işittik. (Bundan sonra) bizi (dünyaya) geri döndür, salih
amel yapalım. Muhakkak ki biz, mukinun (yakîn hasıl edenler) olduk."
(derken) görseydin.

32 / SECDE - 13Ve lev şi’nâ le âteynâ kulle
nefsin hudâhâ ve lâkin hakkal kavlu minnî le emleenne cehenneme minel
cinneti ven nâsi ecmaîn(ecmaîne).


Ve eğer dileseydik, bütün nefslere kendi hidayetlerini elbette verirdik (herkesi hidayete erdirirdik). Fakat Benim: "Mutlaka cehennemi, tamamen cinlerden ve insanlardan dolduracağım." sözü(m) hak oldu.

32 / SECDE - 14Fe zûkû bi mâ nesîtum likâe yevmikum hâzâ, innâ nesînâkum ve zûkû azâbel huldi bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Öyleyse bu "likâe" (Allah'a ulaşma) gününüzü, unutmanızdan dolayı
(azabı) tadın. Muhakkak ki Biz de sizi unuttuk. Ve yaptıklarınız
sebebiyle ebedî azabı tadın.

32 / SECDE - 15İnnemâ yu’minu bi
âyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden ve sebbehû bi hamdi
rabbihim ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne).


Fakat Bizim âyetlerimize îmân edenler (âmenû olanlar) onlardır ki,
(âyetlerimiz) zikredildiği zaman (hemen) secde ederek yere kapanırlar.
Ve Rab'lerini hamd ile tesbih ederler ve onlar kibirlenmezler.

32 / SECDE - 16Tetecâfâ cunûbuhum anil medâcıi yed’ûne rabbehum havfen ve tamaan ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne).
Yanlarını
yataktan uzaklaştırırlar (yan üstü yatarken kalkarlar). Rab'lerine
korku ve ümitle dua ederler. Ve onları rızıklandırdığımız şeylerden
infâk ederler (verirler).

32 / SECDE - 17Fe lâ ta’lemu nefsun mâ uhfiye lehum min kurreti a’yun(a’yunin), cezâen bi mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Artık hiçbir nefs (hiç kimse), yapmış olduklarına mükâfat olarak, onlar için gözaydınlığından nelerin saklı olduğunu bilmez.

32 / SECDE - 18E fe men kâne mu’minen kemen kâne fâsikâ(fâsikan), lâ yestevun(yestevune).

Öyleyse mü'min olan kimse, fasık olan kimse gibi midir? Onlar müsavi (eşit) olmazlar.

32 / SECDE - 19Emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe lehum cennâtul me’vâ nuzulen bi mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Fakat âmenû
olanlar (Allah'a ulaşmayı dilemiş olanlar) ve salih amel (nefs
tezkiyesi) yapanlar, işte onlar için yapmış olduklarından dolayı ikram
olarak meva cennetleri vardır.

32 / SECDE - 20Ve emmellezîne fesekû fe
me’vâhumun nâr(nâru), kulle mâ erâdû en yahrucû minhâ uîdû fîhâ, ve
kîle lehum zûkû azâben nârillezî kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).


Ve fakat fasık olanlar, onların mevası (barınağı) ateştir. Oradan her
çıkmak istediklerinde oraya iade edilirler (geri döndürülürler). Ve
onlara: "Ateşin azabını tadın! Ki onu tekzip etmiştiniz
(yalanlamıştınız)." denir.

32 / SECDE - 21Ve le nuzîkannehum minel azâbil ednâ dûnel azâbil ekberi leallehum yerciûn(yerciûne).
Ve
Biz, mutlaka büyük azaptan önce, daha yakın olan azaptan onlara elbette
tattıracağız. Umulur ki, böylece onlar (Allah'a ulaşmayı dileyerek,
Allah'a) dönerler.

32 / SECDE - 22Ve men azlemu mimmen zukkire bi âyâti rabbihî summe a’rada anhâ, innâ minel mucrimîne muntekimûn(muntekimûne).
Ve
Rabbinin âyetleri zikredildikten (hatırlatıldıktan) sonra ondan yüz
çeviren kimseden daha zalim kim vardır? Muhakkak ki Biz, mücrimlerden
intikam alacak olanlarız.

32 / SECDE - 23Ve lekad âteynâ mûsel kitâbe fe lâ tekun fî miryetin min likâihî ve cealnâhu huden li benî isrâîl(isrâîle).
Ve
andolsun ki Musa (A.S)'a kitap verdik. Bundan sonra sen, O'na (Allah'a)
mülâki olmaktan (hayattayken ruhunu Allah'a ulaştırmaktan) şüphe içinde
olma. Ve O'nu (Tevrat'ı) İsrailoğulları için hidayet rehberi (Allah'a ulaştırıcı) kıldık.

32 / SECDE - 24Ve cealnâ minhum eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû ve kânû bi âyâtinâ yûkınûn(yûkınûne).

Ve onlardan, emrimizle hidayete erdiren imamlar kıldık ve sabır sahibi oldukları ve âyetlerimize (Hakk'ul yakîn seviyesinde) yakîn hasıl etmiş oldukları için.

32 / SECDE - 25İnne rabbeke huve yafsilu beynehum yevmel kıyâmeti fîmâ kânû fîhi yahtelifûn(yahtelifûne).

Muhakkak ki senin Rabbin; O, kıyâmet günü ihtilâf etmiş oldukları şey
konusunda onların arasını (haklıyı haksızdan) ayırır (hüküm verir).

32 / SECDE - 26E ve lem yehdi lehum kem
ehleknâ min kablihim minel kurûni yemşûne fî mesâkinihim, inne fî
zâlike le âyât(âyâtin), e fe lâ yesmeûn(yesmeûne).


Onları hidayete
erdirmedi mi? Onlardan önceki nesillerden nicelerini helâk ettik (etmiş
olmamız). Onların (evvelce) meskûn oldukları yerlerde (yurtlarında)
dolaşıyorlar. Muhakkak ki bunda, elbette âyetler (deliller, ibretler)
vardır. Hâlâ işitmeyecekler mi?

32 / SECDE - 27E ve lem yerev ennâ nesûkul
mâe ilel ardıl curuzi fe nuhricu bihî zar’an te’kulu minhu en’âmuhum ve
enfusuhum e fe lâ yubsirûn(yubsirûne).


Onlar, suyu kurak araziye nasıl sevkediyoruz görmediler mi? Böylece
oradan ekinler çıkarırız, ondan hayvanları. Ve onlar yerler. Hâlâ
görmüyorlar mı?

32 / SECDE - 28Ve yekûlûne metâ hâzel fethu in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

Ve eğer siz sadık(lar)sanız, "Bu fetih ne zaman?" derler.

32 / SECDE - 29Kul yevmel fethi lâ yenfeullezîne keferû îmânuhum ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne).

De ki: "Fetih günü, kâfir olanlara (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlere) îmânları bir fayda vermez ve onlara süre verilmez."

32 / SECDE - 30Fe a’rıd anhum ventezır innehum muntezırûn(muntezırûne).

Öyleyse artık onlardan yüz çevir ve bekle! Muhakkak ki onlar (da) bekleyenlerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumyok.yetkin-forum.com
 
Secde Suresi Meali
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Nas Suresi Meali
» HAC Suresi Meali
» Tin Suresi Meali

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.forumyok.forumm.biz :: ForumYok Hayat :: İslam :: Ayetler ve Hadisler-
Buraya geçin: