ADSL
Ayrıntısıyla inceleyeceğimiz ADSL (Asymmetric Digital Subscriber Line /
Asimetrik Sayısal Abone Hattı) teknolojisi aslında xDSL diye
adlandırılan iletişim teknolojisi ailesinin bir üyesidir. xDSL ailesi
uzak mesafeler arasında sıradan bakır kablolar (telefon hatları)
üzerinden yüksek miktarda veri aktarımı yapmayı mümkün kılan
teknolojiye verilen genel bir isimdir. Farklı türleri vardır ve baştaki
“x” harfi bunu ifade eder (ADSL, VDSL vb.).
Yukarıda kısaca değişik bağlantı şekillerini inceledik. Olayı kısaca
“orada bir İnternet var uzakta ve bizim ona bağlanmamız lazım...”
şeklinde özetleyebiliriz. Mesele evimiz/işyerimizle bize İnternet
hizmeti veren (kendisi çok hızlı hatlarla genel İnternet ağına bağlı)
İnternet servis sağlayıcı (ISS) arasındaki veri aktarımının nasıl
yapılacağıdır. Bunun için uydu, kablotv veya telefon hatlarını
kullanabiliyoruz. Telefon hatları her yerde olması sebebiyle aslında en
uygun seçenek. Herkesin evinde bir çift telefon teli var, yolları kazıp
yeni bir kablo döşemek (kablotv- çok pahalı ve zahmetli) veya uydu gibi
pahalı bir yöntem yerine bu telefon hatlarını kullanmak en uygun
seçenek gibi gözüküyor. Ancak ufak bir problem var.
POTS (Plain Old Telephone Service – Düz Eski Telefon Hizmeti) denilen
ve şu anda kullanmakta olduğumuz telefon şebekesi en başta –sadece-
sesimizi taşımak üzere tasarlanmıştır.
Şimdi bunu biraz daha açıklayalım. Telefonla konuşurken telefon
ahizesindeki mikrofon sesimizi elektrik sinyaline çevirir (amanın çok
derin girdik, buradan İnternete nasıl geleceğiz bakalım). Bu elektrik
sinyali analog bir sinyaldir, yani konuşurken yükselip alçalan, değişik
tonlar alan sesimiz birebir elektrik sinyaline çevrilir. Bu sinyal
telefon cihazından telefon hattına, oradan da bağlı olduğumuz telefon
santraline kadar ulaşır. Şimdi, eğer aynı santrale bağlı diğer bir
abone ile konuşuyorsak sesimiz hemen diğer abonenin hattına aktarılır,
eğer diğer bir santrale bağlı bir abone ile görüşüyorsak, sesimizin
diğer santrale aktarılması gerekir.
Telefon santralinde sesimiz (analog elektrik sinyali halindeydi)
dijitale çevrilir. Bu işlem Windows’taki “ses kaydedici” ile
mikrofondan sesimizi kaydetmek gibi düşünülebilir. Dijitale çevrilen
ses, bundan sonra, diğer binlerce telefon görüşmesiyle beraber dijital
formatta yüksek kapasiteli veri hatlarıyla diğer santrale veya bir çok
santralin bağlı olduğu bir merkez santrale gönderilir. Bu yöntemle tek
bir kablo üzerinden (çoğu zaman fiber optik bir kablo) aynı anda
binlerce telefon görüşmesi yapılmaktadır.
Telefon sistemi tasarlanırken sadece ses iletimi göz önüne
alındığından, normal bir insan sesinin 4000 Herzt frekansında çok fazla
kayba uğramadan aktarılabileceği görülmüş ve telefon sistemi buna göre
tasarlanmıştır. Bu sebeple, az önce bahsettiğimiz analogdan dijitale
çevrim işlemi 4000 Hz veya 4 KHz ile örneklenmektedir (dijitale, yani 1
ve 0’a çevrilmektedir), bu frekansın üstünde kalan tüm sinyaller iptal
olmaktadır (Windows ses kaydedici de, örnekleme ayarını 4000 Hertz’
getirip sesimizi kaydetmek gibi). Santral tarafında 4 Khz üstündeki
frekansları yokeden bir filtre bulunmaktadır.
Dial-up modemler, işte bu 4 KHz aralıkta ses sinyalleri göndererek
(modem bağlanırken duyduğumuz sesler) karşı taraftaki modemle
haberleşirler.Bilgisayardaki dijital bilgi modem tarafından ses
sinyaline (analog) çevrilir, telefon hatlarından gönderilir, karşı
taraftaki modem ise bu vıyyjjj, cıvvvj, fışşşş şeklindeki sesleri
tekrar dijital bilgi haline çevirir.
Ses sinyalleri bu 4 kHz’lik aralık içinde olmak zorundadır, çünkü
üstündeki frekanslar santralde direkt filtrelenmekte yani yok
olmaktadır. 4 KHz’lik bu aralıkta gönderilebilecek maksimum veri 28.800
bit/saniye’dir. Bunun üstünde veri aktarımı yaptığını iddia eden tüm
modem üreticileri yalan söylemektedir, modemlerini alıp kafalarına
vurabilirsiniz… Yok, yok şaka tabii ki, evet fiziki sınır 28.800 bps
(bit per second-bit/saniye) yani yaklaşık 3 Kilobayt'dır, ancak
sonradan geliştirilen sıkıştırma teknikleriyle daha fazla veri aktarımı
mümkün olmuştur.
Bir word dosyasını önce normal, sonrada zipleyip göndermeyi denerseniz,
zip'li dosyanın boyutu daha küçük olduğu için daha hızlı gittiğini
görürsünüz. Siz zip'lide olsa, açık da olsa bir dosya gönderirken, bir
web sitesinde gezerken, kısacası her türlü veri aktarımında, modeminiz
aktarılan veriyi sıkıştırma teknikleriyle sıkıştırarak gönderip/almaya
çalışır. Ancak gönderilen dosya türüne göre bu sıkıştırma az yada çok
etkili olabilir. Zaten sıkışıtırılmış bir zip dosyası 3 Kilobayt/saniye
hızında indirilirken, tamamen tekst bir dosyayı indirdiğinizde hızın
birden 12-15 KB/Sn'ye çıktığını görebilirsiniz, aslında olan şey
modeminizin açık bir tekst dosyayı çok iyi sıkıştırabilmesi ve toplamda
gönderilen/alınan veri miktarının birden artmasıdır.
Günümüzde satılan tüm dial-up modemler 56.000 bps hızında
çalışabilmektedir (pratikte sağlanan bağlantı hızları daha düşük olsa
da). İşte modemler içindeki sıkıştırma teknikleri, gönderilen her
veriyi belli bir oranda sıkıştırarak gönderdiği için 28.000 bps
hızındaki bağlantı üzerinde, daha fazla veri göndermek mümkün
olmaktadır. Neyse bizim asıl konumuz DSL teknolojileri, konuyu
dağıtmayalım…
Evimize gelen bakır kablo aslında çok daha yüksek frekanslarda veri
taşıyabilir. DSL’in yaptığı da işte bu 4 KHz’lik bölümün üstündeki
frekanslarda veri aktarımı yapmaktır.
Hemen aklımıza, “ama santral tarafında 4 KHz’in üstündeki frekanslar filtreleniyordu hani?” sorusu gelebilir, gelmiyorsa;
a) buraya kadar okuduklarınızı anlamadınız,
b)ben iyi anlatamadım, başka bir kaynaktan tekrar okuyun,
c) gidip elinizi yüzünüzü yıkayın, çay için, tv seyredin, sonra tekrar deneyin
.
Telefon hattımız “adsl’e açılırsa”, santral tarafında evimizden gelen
hat bir ayırıcı ile iki hat haline getirilip, bir ucu eski sisteme
(POTS), diğer ucu ise DSLAM adı verilen cihaza bağlanıyor.
Böylece ilk 4 KHz’lik ve sesimizi taşıyan frekans bandı eski telefon
sistemine giderken, bunun üstündeki frekanslar ise bize DSL
bağlantısını sağlayan DSLAM cihazına ulaşıyor.
xDSL bir iletim teknolojileri ailesidir demiştik, ADSL bu ailenin
haşarı çocuğudur desem buna bir bahane bulamam, o sebepten teknik
ayrıntıya girelim daha iyi. Şimdi ortalama bir ev kullanıcısının
İnternet kullanım alışkanlığı daha çok download eğilimlidir. Yani biz
manyak gibi mp3, divx vs. indiririz. Buna karşın İnternete doğru veri
gönderimimiz daha azdır (mail göndermek, web sitesi yapıyorsak upload
etmek vb.). Bunu göz önüne alan mühendisler, 4 kHz’nin üstünde kalan
alanı asimetrik olarak bölmüşler, download’a daha fazla frekans aralığı
bırakmışlar ve ADSL doğmuş.
Bunun sonucu olarak, ADSL bağlantısı seçenekleri 128/32, 256/64,
512/128, 1024/256 ve 2048/512 gibi download/upload hızları farklı
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yukarıdaki grafikte bakır telefon telinin taşıdığı frekans aralığını
görüyorsunuz. İlk 4 kHz’lik alan, dediğimiz gibi, POTS olarak yani ses
iletimi için kullanılıyor. Daha sonra biraz boşluk bırakılmış ve
UPSTREAM yani veri gönderimi için kullanılan frekans aralığı, biraz
boşluk ve diğerlerinden daha geniş bir DOWNSTREAM yani veri indirimi
aralığı söz konusu. İnternet’e bağlıyken dahi telefon görüşmesi
yapabildiğimizi burada görüyoruz. Çünkü ses ve veri iletimi farklı
frekanslarda yapılıyor. İnternet bağlantımız telefon konuşması için
ayrılan alana hiç girmiyor, aynı şekilde, telefon görüşmesi yaptığımız
frekans aralığı İnternet için ayrılandan farklı.
Şimdi de ADSL’in avantaj ve dezavantajlarını özetleyelim:
Avantajlar
Yüksek hızda İnternet bağlantısı.
7/24 kesintisiz bağlantı.
Daha düşük ping süreleri (On-line oyunlarda daha iyi sonuç).
Telefon hattından bağlanmasına rağmen, İnternet’i kullandığınız anda
dahi telefonunuz meşgul gözükmez, hem İnternet’i hem de telefonu aynı
anda kullanabilirsiniz.
İlk yatırım maliyeti diğer hızlı İnternet seçeneklerine göre düşüktür (Uydu vs.)
Ülke genelinde ve dünyada en yaygın ve en basit seçenektir.
Dezavantajları
Dial-up’a göre pahalıdır, ancak her gün belli bir saatin üstünde bağlandığınız zaman kara geçebilirsiniz.
Telefon hatları üzerinden sağlanan bir hizmettir ve bir takım
sınırlamaları vardır. Eğer eviniz/iş yeriniz telefon santraline belli
bir mesafeden daha uzaksa (dolayısı ile aranızdaki telefon teli daha
uzunsa), telefon teli düşük kalitede veya bazı noktalarında hasar
görmüşse bağlantı sağlanamaz veya sık sık problem yaşanır.
Halen bazı bölgelerde Telekom bu hizmeti verememektedir.
__________________