www.forumyok.forumm.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 CEVAP ANAHTARLI HAZIR KARIŞIK SORULAR

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
GeCe YaRıSı
Çaylak
Çaylak
GeCe YaRıSı


Kadın
Mesaj Sayısı : 1200
Yaş : 105
Kayıt tarihi : 29/07/09

CEVAP ANAHTARLI HAZIR KARIŞIK SORULAR Empty
MesajKonu: CEVAP ANAHTARLI HAZIR KARIŞIK SORULAR   CEVAP ANAHTARLI HAZIR KARIŞIK SORULAR Icon_minitimePtsi Ara. 14, 2009 12:11 am

5. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi, "belgisiz sıfat" değildir?
A) Gün olur, uzaklarda bir ses rüzgârlara karışıp gider.
B) Bütün varlığı bu duyguyla sarsıldı.
C) Bazı gerçekleri sergilemek, sanatçının görevidir.
D) Her kuşak, kültür öğelerini kendinden önceki kuşaklardan alır.
E) Bir yandan yaşadıklarını, öbür yandan beklentilerini işlemiş şiirlerinde.



2) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "yakın" sözcüğü, nitelik bildirmektedir?
A) İnsanlar, yakın ilgiden hoşlanırlar.B) Gemi, sandalın çok yakınından geçti.
C) Yakınıma oturan genci, bir yerden tanır gibiydim.
D) İşyerinde daima yakınlarını çalıştırırdı.
E) Düşman kardeşler, birbirlerinin yakınlarına bile saygı göstermezlerdi.

3. Aşağıdakilerin hangisinde "o" sözcüğü, işaret sıfatı türündedir?
A) O, cihan karşısına bir davacı gibi çıktı.
B) Bunu hiç düşünmemişti; o şimdi ne yapacaktı?
C) O ürkek gözlerin ne heyecanlar gizlediğini düşünmemek, anlayışsızlıktır.
D) O kim? Ah, biçare çocuk, sen yerinde otur !
E) O, köyde çalışkanlığı ile ün salmıştı.



6. Aşağıdakilerin hangisinde, soru anlamı bir sıfatla sağlanmıştır?
A) Ailen, bu kararını nasıl karşıladı?
B) Akşamki filmin sonunda ne oldu?
C) Nasıl bir ev alacağınıza karar verdiniz mi?
D) Kimmiş bu asılsız haberi ortalığa yayan?
E) Kaç yıl önce yaşanmış bir olay bu?

4. Kimi öğrenciler çok ders çalışıyor. Yukarıdaki cümlede altı çizili sözcüğün türce özdeşi, aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Ben, birçoğunu tanımıyordum.
B) Kimi sessiz kalırken, kimi de öfkelenip bağırdı şoföre.
C) Bazıları beni, bazıları onu destekledi.
D) Birkaç kalem alıp dükkândan çıktı.E) Hepsini çantasına koyup gitti.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad, birden çok sıfatla nitelenmiştir?
A) Divan edebiyatı kendi içinde gelişmiş "kapalı ruhlar" edebiyatıdır.
B) Günlük dili, sanat dili haline getirmeye çalışıyoruz.
C) İri cevizin altındaki çeşmeden, kana kana su içtik.
D) Beş on adım yürüyünce üç katlı bir evle karşılaştı.
E) Kızıl sakallı adam, yeşil ve ezilmiş otların üstüne yavaşça oturdu.
8."Sıfatların zamirleri tamladığı da olur." Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bu kurala uygun bir örnek vardır?
A) Bazı zenginler kültür etkinliklerine önemli katkılarda bulunabiliyor.
B) Akıllı kimseler, sanata önem vermek ve onu yaşatmak zorundadırlar.
C) Asıl büyük eserler, ölümsüz duyguları yaşatanlardır.
D) Yazar da bir insan olduğundan, moda düşüncelerin etkisinden kendisini kurtaramaz.
E) Bize asıl zenginliği, kendi dünyasında yaşayan sanatçılar verecektir.

11. Kimi niteleme sıfatlarını pekiştirmek için sıfatın ilk sesli
harfine kadar olan kısmı m,p,r,s harflerinden yakışanı ile kapatılır ve
bir önek olarak sıfatın başına getirilir. Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde, bu tanıma uymayan bir pekiştirme sıfatı kullanılmıştır?
A) Yaşadığı onca acıya karşın, hâlâ gepegenç görünüyordu.
B) İçimde ıpılık bir sevgi yağmuru, durmaksızın yağar.
C) Pespembe yanaklarından, sağlıklı olduğu kolayca anlaşılıyordu.
D) Kapkara ve temizliği parlayışından belli saçlarıyla, hemen dikkat çekerdi.
E) On yıl önceki sapasağlam binadan işte bu harabe kaldı bugüne.
9.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır?
A) Vapurlar, bir şarkının hiç dinmeyen nakaratı gibi geçer Boğaz'dan.
B) O yaz, göldeki küçük kayalıklar, hepimizin hedef tahtası olmuştu.
C) Büyük kahramanlar yetiştirmek, ancak büyük uluslara nasip olur.
D) Hiç kimseyi, bir kitabı esneye esneye, sıkıla sıkıla okumak zorunda bırakamayız.
E) Sıcaklar arttıkça, serin köşelerden çıkmaz, saatlerce sohbet ederdik.

12.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-ce" eki, eklendiği sözcüğün anlamında bir küçültme yapmıştır?
A) Yazar, kendince doğruları, herkesin doğruları gibi kabul edemez.
B) Son tatil yaptığımız yer, şirince bir köydü.
C) Battaniyeye iyice sarınıp uyumaya çalıştım.
D) Sınavda başarılı olmak için güzelce dinlendi.
E) Sıkça dikilmiş domates fidelerine, ilk suyu ben vermiştim.

10. "Kumsalın ipince kumu, gece kelebeklerinin kanatlarına benzer."
cümlesindeki sıfatın özelliğiyle özdeş sıfat, aşağıdakilerin hangisinde
vardır?
A) Sandığın üzerine öylesine serilmiş örtü bile tertemiz, bembeyazdı.
B) Kayığın kürekleri, yamyassı gövdeleriyle suları itiyordu.
C) Fırtına, her şeyi paramparça ettikten sonra ufukta kayboldu.
D) Şafak, yeni doğan gün ve adalar simsiyah görünüyordu.
E) Ortalığı çarçabuk topladık ve yola çıktık.

13. Bütün kayıklar, Ege'ye, deniz serpintisi ve binlerce balığın yeşil
yeşil kanatlarının fısıltısıyla açılır, derin maviliklere yelken açar.
Yukarıda altı çizili sözcüklerden hangileri niteleme sıfatıdır?
A) bütün - binlerce
B) bütün - yeşil yeşil
C) deniz - bütün
D) yeşil yeşil - derinE) binlerce – derin

14. Aşağıdakilerden hangisinde, soru anlamını sıfat sağlamıştır?
A) O güzel tiyatroyu sen de izledin mi?
B) Bu kalemi kaç liraya aldın?C) Hangi mağazaya gittiğini söyledi mi?
D) Nasıl yazıyor bu şiirleri?
E) Odanın camını kim kırdı?

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, niteleme sıfatı olabilen bir sözcük, çekim eki alarak adlaşmıştır?
A) Buraların geleneği böyledir.
B) ihtiyar adam, eski günleri hatırladıkça duygulanır.
C) Sıcak bir çay içince kendine gelebildi.
D) Çoğu, böyle kötü bir durumu, önceden tahmin edemedi.
E) Eskileri konuşup durmanın bir anlamı yok.

16. Ezikler bir çuvala dolduruldu. Bu cümledeki "ezik" sözcüğü "sıfat
olduğu halde isim olarak" kullanılmıştır. Aşağıdakilerin hangisinde
böyle bir kullanım vardır?
A) Yazarlar sık sık hayal gücüne başvururlar.
B) Kuşlar sıcak ülkelere gitti.
C) Öğrenciler sınava hazırlanıyorlar.
D) Gazeteler bu olaya geniş yer verdi.
E) Soğuklar daha yeni başlamıştı.

18. Belirtisiz ad tamlaması biçiminde oluşmuş söz öbeklerinin arasına
sıfat girmez. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sıfatlardan hangisinin
kullanımında bu kurala uyulmamıştır?
A) Basketbol milli takımımız Avrupa finallerinde elendi.
B) Çocuğun ne gün geleceğini öğrendin mi?
C) Olayın acı sonu hâlâ belleklerde.
D) Aktardığı olayların duygusal yönünü öne çıkarırdı.
E) Akşamın karanlık hüznü yüreğini kaplamıştı.



19.Niteleme sıfatları, belirtisiz ad tamlamalarında genellikle
taml***** niteler. Bu kurala uygun bir kullanım, aşağıdaki cümlelerin
hangisinde vardır?
A) Düz ovada bir gül fidanıydı suskun Antep .
B) Issız şoseden, nal sesleri yükselmeye başladı.
C) Depodan, kırmızı daktilo şeridi istemek gerekiyor.D) Uzun bir günün sonunda kendini çok yorgun hissetti.
E) Yıkık dökük istasyonun yolcuları, umutsuz bir bekleyişteydi.

17. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi, ad tamlamasının sıfatı olarak kullanılmıştır?
A) Güleç yüzüyle, insanları yumuşatmasını nasıl da bilir.
B) Şehirden uzaklaşıp sakin bir yere yerleşmek istiyorlar.
C) Anneannemden kalan tek hatıra şu desenli çay fincanıdır.
D) Bana, iri gözlerini çevirip kızgın bakışlarla sordu.
E) Köylü kızlar, neşeyle düğün alayını bekliyorlardı.


22.Aşağıdaki zamirlerin hangisi, "Sergideki kitap için hiç heveslenme;
çünkü sana onu vermezler." cümlesindeki "onu" zamiri ile aynı
çeşittendir?
A) Bu akşam onu da aramızda görmek isteriz.
B) Onu, en son iki yıl önce görmüştüm.
C) Onu, hep, masal anlatan biri olarak bilirim.
D) Onun gibi iyi niyetli birini bir daha bulamazsın.
E) Biraz önce onu rafa koymuştum, şimdi yok.

24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, işaret zamiri (gösterme adılı) kullanılmıştır?
A) Boşuna gönül vermedim bunca yıl mavi göklere.
B) Nerde, tasa duymadan yaşadığım o günler?
C) O, civardaki evlerden birinde oturuyordu.
D) Onları, bir defa bile giyen olmadı.E) Çoktan uyumuş o, varmış kendi ninnisine.

25. İşaret zamirleri, yerleri işaret edilen varlıkların yerine
kullanılır. Yer ve tarz anlamı verir. Aşağıdakilerin hangisinde, tarz
anlamı veren işaret zamiri kullanılmıştır?
A) O, bu düşünceleri her zaman savunurdu.
B) En tatlı kayısılar, Malatya'da yetişir.
C) Bütün şiirleri attım kafamdan.
D) Hepsi, çok roman okumuştu; ama hiç kimse böylesin! okumamıştı.
E) Her satırında çok seçkin sözcükler bulunurdu.

23. " O silgi senin, bu benim." cümlesinde altı çizili sözcüğün
yakındaki bir varlığı belirtmek amacıyla kullanıldığı görülmektedir.
Biraz ötedeki bir varlığı belirtmek amacıyla kullanılan işaret zamiri
aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Ben, bu kalemi beğendim, şu kalsın.B) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedai
C) Sana bu sözleri hep söylüyordum.
D) Yalnız o günleri unutmadım.
E) O, hepimizin uyması gereken bir kuraldır.



26. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "kimi" sözcüğü, sözcük türü yönünden diğerlerinden farklıdır?
A) Kimi çiçekler büyük bir özen ister, zor yetişir.
B) Gelişen ve değişen kimi değerleri algılamak, düşünmek güçtür.
C) Sana kimi sorsam; hep, bilmiyorum, diyorsun.D) Sanatçı, kimi yaklaşımlarıyla doğayı olduğundan farklı görüyor.
E) Yaz gelir, kimi insanlar denize giderken, bazıları dağı tercih eder.

27. I. Bu çocuklardan hangisinin anlatımı daha iyi?
II. Usta, bu raflardakileri kaçar kaçar ayırayım ?
III. Hangi deniz daha büyük, bizim özlemimizden?
IV. Hayrola, nereden geliyorsunuz böyle usul usul? Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde, soru anlamı zamirle sağlanmıştır?

A) I. - II. B) III. - IV. C) II. - IV. D) I. - IV. E) I. - III.

30.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ ek zamir “ yoktur?
A) Dil, bir roman için temel öğedir.B) Kardeşi, büyük sorumluluklar yüklenmiş.
C) Amacım, gerçekleri yansıtan bir eser oluşturmaktı.
D) Ayağını yorganına göre uzat.
E) Sen, defterini unutmuşsun.

28. Aşağıdakilerin hangisinde soru anlamı, bir zamirle sağlanmıştır?
A) Kırık bahçe kapısı için hangimizi suçlayacak dersin?
B) Ne olduysa, ne biliyorsan anlat bize, olmaz mı?
C) Karşısında nasıl böyle rahat konuşabiliyorsun?
D) Siz ne bağırışıp duruyorsunuz öyle?
E) Ne diye sana daha çok harçlık verdiler?

31. Bu odada sen yatacaksın, onda da ben yatacağım." cümlesinde, altı
çizili olan işaret zamiri türündeki "o", yakınlık uzaklık derecesine
göre uzaktaki odayı belirtmekte. Biraz ötedeki odayı veya odaları
belirtmesi için, hangi seçenekteki cümle uygundur?
A) O oda sizin, bu da bizim.
B) O oda sizin, şu da Canların.C) Onlar sizin, bunları ben alıyorum.
D) Bunu sana ayırmıştım.
E) O odada niçin oturmadın?

29. Bir şeyin kime, neye ait olduğunu bildiren eklere iyelik eki denir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bu çeşit bir ek kullanılmamıştır?
A) Günün ilk ışıkları, içimizi de aydınlatıyordu.
B) Yürekleri duygu yüklü insanlar, ne güzellikler yaratır.
C) Gönlünü almaya, bir tatlı söz bile yetiverirdi.
D) Yepyeni arabayla İzmir'e doğru yola çıkmıştım.E) Çocuklar, aralarındaki oyunlarda bile yalansız dolansızdırlar.

32. isim tamlamalarında zamirler de tamlayan olur. Aşağıdakilerin hangisinde, bu kurala uygun bir kullanım vardır?
A) Bazılarının yüzü sevinçten ışıl ısıldı.B) insanların hepsi de kötü değil ya!
C) Kendisi söylediklerine inanmıyor ki ben inanayım.
D) Seherde bülbüle ses veren sensin.
E) Kitapların bazılarını ciltletmek istiyordu.

33. Aşağıdakilerin hangisinde, sözcük halinde zamir yoktur?
A) Bu şiirlerin hepsini ben yazdım.
B) Bazı romanları, bitirmeden bıraktım.
C) Kim gelecekse önceden haber versin.
D) Sazını sözünü bilen insan, benim yanımda yer alabilir.
E) Çocukların sana söyleyecekleri var.






34. I. Kimimizin sığınağı ise edebiyattır, ne diyeyim?
II.Uzakta, kayalar üstünde, birkaç ahşap ev görünüyor.
III.Eski bir taş köprü ile dere geçildikten sonra fakir mahallelere giriliyor.
IV.Bana son kitabımda, bu konuyu rahatlıkla ele alabileceğimi söyledi.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde, sözcük halinde zamir kullanılmıştır?
A) II - IV B) I- III C) l – IV D) II- III E) III – IV





51. İnsan kendine ve toplumuna nasıl yabancılaşır? Bu sorunun yanıtını
yüzyılımızın insanına ve onun yaş***** bakarak verebiliriz : Her şeyden
önce kişi tek başına kalmış, inançları yıkılmış, para ve çeşitli
gereksinmeleri için köyünü, yurdunu bırakıp endüstrinin yoğun olduğu
kente gelmiştir. Endüstri üretimi tekdüzedir ve disiplinsizliği,
dalgınlığı kabul etmez. Otomatik olarak yapılan iş, kişiyi de
otomatikliğe itmiştir. Bu yaşam tarzı insanların duygusal yaşamını da
etkileyerek, kullandıkları makineler gibi, her gün biraz daha
duygusuzlaştırmıştır onları. Bu paragraftan çıkarılabilecek en kapsamlı
yargı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Köy yaşamının olumsuzlukları kente göçü hızlandırmıştır.
B) Kişinin yaptığı iş, ruhsal yaşamını olumlu yönde etkiler.
C) Endüstri, insanları kendine ve toplumuna karşı yabancılaştırmıştır.
D) Köyden kente göçenler, mutluluğu endüstride bulmuşlardır.
E) Endüstri yaşamı monotondur ve hata kabul etmez.

53. Çoğu öykülerinde olayı fazla umursamayışı, yaşamın herhangi bir
noktasından tutarak anlatmaya başlaması ve şiirli üslubuyla, klasik
öykücüler
den ayrılır; Sait Faik'le açılan yeni öykü çığırına bağlanır. Her
çevreden insanın günlük yaşayışını, olaylar karşısındaki tavrını
yorumlamadan ve
önyargısız bakışın rahatlığıyla anlattığı hikâyelerinde M. Şevket
Esendal'ı hatırlatır. Fakat kişilerini ustaca çözümleyen, dış
ayrıntılardan çok, iç gözleme yönelen tutumuyla Tarık Buğra apayrı bir
çığırın sanatçısı olduğunu göstermiştir. Bu parçaya göre, Tarık Buğra
için, aşağıdaki niteliklerden hangisi söylenemez?
A) Kesit öyküsü biçiminde yapıtlar veren
B) Zaman zaman başka yazarların üslubuna yaklaşan
C) Öykülerinde şiirsel anlatımı benimseyen
D) Konularının seçiminde çok titiz olanE) Kişilerin ruhsal durumunu çözümleyen

55. Bana hep sorarlar, yaşam öykünü niye yazmıyorsun diye. Yaşam
öyküsünü yazan çok dünyada. Ben hiçbir zaman inanmıyorum yaşam
öykülerini yazanların insan gerçeğine varabileceğine. Yaratmadan, bir
sanatçının, insan gerçeğine varması mümkün müdür? Elbette hayır,
insanın derinlemesine gerçeğine, yaratılarak varılır. Elbette ipuçları
vardır insanın psikolojik dünyasında; ama yine de insan gerçeğinin
yakalanması yaratımla olur.
Bu parçada, yazar aşağıdakilerden hangisine özellikle karşı çıkmaktadır?
A) Sanatçının gerçeği hep ön planda tutmasına
B) Konu olarak insanın çok sık kullanılmasına
C) insanın psikolojik olarak incelenmesine
D) Sanatta insan gerçeğine ancak yaratmakla varılabileceğinin anlaşılamamasınaE) Yazarların yaşam öykülerinin çok okunmasına


57. Dayanıklılık, yaşamdaki her şeyin özünde yer alan bir niteliktir.
Uzun süre kullanılacak gözüyle bakılarak alınan bir eşyanın tam tersi
bir durum göstererek çabucak yıpranıp bozulması, herkesi hayal
kırıklığına uğratır, insan da böyledir işte. Yaşam karşısında dayanıklı
olması, üstüne üstüne gelen zorluklara göğüs gerip onları alt etmesi
onun değerini belirlemede önemli bir ölçüttür. Sıkıntılara katlanan,
zorlukların üstesinden gelen kişi, toplum gözünde değerli biridir. Bu
parçada ileri sürülen düşünceyle ilgi kurulabilecek atasözü,
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir ağaçta gül de biter diken de.
B) Altın ateşte, insan mihnette belli olur.C) El elden üstündür.
D) Sana vereyim öğüt; ununu sen kendin öğüt.
E) Yiğit meydanda belli olur.




64. Bir çocuk klasiği sayılan "****fişek" adlı yapıtında yazar, büyük
bir ustalıkla yarattığı kişilerin derinine inerek, onları bütün
zaaflarıyla ortaya koyuyor. Hayattaki başarılarını gösterip
başarısızlıklarını kabulleniyor. Yazarın öteki yapıtlarında olduğu gibi
bu kitabında da ana tema, sevecenlik. Tüm çocukların dayanışma içinde
olmaları gerektiğini vurguluyor ve çocukları çok yönlü düşündürmeyi
amaçlıyor. Bu özelliği nedeniyle yetişkinler de onun kitaplarını
ilgiyle okuyorlar. Bu parçaya göre, sözü edilen yazarın kitaplarının,
büyüklere çekici gelen yanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanların zayıf noktalarını göstererek çocukların doğruları bulmalarının amaçlanması
B) Yaşamdaki en büyük değerin sevgi olduğunun çocuklara sezdirilmesi
C) Başarılarla mutlu olan çocuklara, başarısızlıklarını da kabul edebilmeyi öğretmesi
D) Olaylara, durumlara değişik bakış açısından bakarak düşündürmeyi amaçlamasıE) Toplumsal dayanışmanın ne denli önemli olduğunun vurgulanması








71. Arabaya binip kentin dışına çıktık. Döne döne bir tepeye tırmandık.
Geride, sis yığını altında evler, yüksek yapılar gittikçe silindi,
görünmez oldu. Tepeyi aşınca dünya değişti birden. Güneş altında
parlayan kırlar bize dinginlik veriyor, umut aşılıyordu. Bir süre
konuşmadan yol aldık. Yayvan bir tepeyi de aştıktan sonra dere
kenarında, söğüt ağaçlarının arasında mola verdik.Bu parçanın yazılış
amacı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğretme, açıklama B) Kanıları değiştirme C) Olay içinde yaşatma D) Betimleme E) Öyküleme

73. Resim alanında, dış dünyanın benzerini tuvalde gerçekleştirmek ,
kendi içinde bir değer taşısaydı, eline her fırça alanın yaptığı tablo,
dış dünyaya benzediği ölçüde bir resim değeri taşırdı. Bir yapıtın
"gerçek" değeri, onun dış dünyaya öykünmesine, bu dünyayı kopya
etmesine bağlı değildir. Bu gerçek, herkes tarafından kabul edilmeli ve
resmin algılanmasında bir ölçüt durumuna getirilmelidir. Bu parçanın
anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Betimleme B) Tanık gösterme C) Açıklama D) Tartışma E) Öyküleme

74. Benzetme, mecaz, abartma ve bunların bir araya gelmesiyle ortaya
çıkacak bir hayal zenginliği, okuyucunun estetiğe susamış gönlünü
doyurur. Yazının ortaya çıktığı günden beri yüz binlerce ozan da bu
yola başvurmuştur. Çünkü insanlar eşyayı olduğundan başka türlü görmek
istemiş; gördüğünü herkesin kullandığı sözlerle anlatmak insana hiç
çekici gelmemiştir. Bu paragrafın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi
daha ağır basmaktadır?
A) Tanımlama B) Öyküleme C) Kanıtlama D) Karşılaştırma E) Betimleme

72. Kimi romancılar, okuyucuyu kendi dünyasının dışına çıkarırlar.
Ferdinand Ramuz ise bizi kendi dünyamızın, kendi yazgımızın içine
sokar. Kimi yazarlar, bir öyküyü aktarmakla yetinirken Ramuz, o öyküyü
tüm yoğunluğu ile bize yaşatır. Hiçbir zaman yapıtlarında yaratma
gereksinimi duymamıştır; çünkü sanatçı adına, doğanın yarattığına
inanır. Doğanın yarattıklarını, okuyucuya canlı ve içten bir biçimde
göstermek ve yaşatmakla yetinir. Kuşkusuz bu, gerçekçi bir yazarın
yöntemidir. Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öyküleme B) Karşılaştırma C) Betimleme D) Örnekleme E) Açıklama

75. Bir gün, Sabahattin Eyüboğlu, " Romantiklik sayılmasından
korkuyorum; ama ben, ozanın iyi insan olduğuna inanmak istiyorum."
demişti. Üç kişiydik, köprü
altında bir lokantada oturmuştuk. Karşımızda, gözlerimizi alarak
Süleymaniye Camisi yükseliyordu. Geçmiş gün, ben de bir şeyler
söylemiştim, tam olarak anımsayamıyorum şimdi. Belleğim beni
yanıltmıyorsa Sabahattin Eyüboğlu'nun bu güzel düşünü sarsacak örnekler
üzerinde durmuştum anlaşılan; çünkü o susmuştu ve sözünün sonunu
getirmemişti. Yukarıdaki parçada, anlatım biçimlerinden hangisine
ağırlık verilmiştir?
A) Öyküleme B) Betimleme C) Tartışma D) Açıklama E) Tanık gösterme




76. Edebiyat, bir bilim alanı değildir. Daha çok sezgilerin, idelerin
yer aldığı kendine özgü bir evrendir. Bir evrendir, diyorum; çünkü
henüz bilimin ortaya koyamadığı, konuşamadığı alanlarda bile sırası
gelir söz sahibi olur. Jules Verne'in birazı gerçekleşebilmiş düşsel
romanları, buna güzel bir örnektir.
Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tartışma B) İlgi kurma C) Öyküleme D) Betimleme E) Benzetme

79. Bir marangoz, atölyesinde neyse; sanırım Shakespeare de
tiyatrosunda öyleydi. Tahtalar arasından bir uygununu arar, halkın
beğenisine göre ve hatta sipariş üzerine, ondan masa, dolap, sandık
yapar, sonra da bütün bu eşyaları kendi dehası gereği özgürce süslerdi.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Kanıtlama B) Benzetme C) Tartışma D) Tanımlama E) Açıklama

77. Tam pencereme yakın bir dut ağacı vardı. Ay ışığı dut
yapraklarından süzülür, odaya parça parça dökülürdü. Ne serin, ne tuhaf
rüzgârlar eserdi. Vapurlarda da çalıştığım için, rüzgârları
kokularından lodos, poyraz, karayel diye ayırırdım. Bu parçanın anlatım
biçimi, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Örnekleme B) Betimleme C) Tartışma D) Açıklama E) Benzetme



81. "Yeni Lisan" yazısının dikkat çeken yönü, okurlarını genç
öğrenciler olarak belirleyip onlara, "Siz, bütün dünyaca siyasal ve
toplumsal varlığı silinmek istenen bir ulusu kurtaracaksınız." diye
seslenmesidir. "Yirminci yüzyıldaki savaş, silahsız ve uygarca
olacaktır. Ulusumuz, bu savaşta kendi kültürünü ve bağımsızlığını
korumalıdır." diyen "Yeni Lisan" yazısı, toplumu derinden etkilemiştir.
Bu parçada, düşünceyi geliştirmek için aşağıdakilerin hangisine
başvurulmuştur?
A) Karşılaştırmaya B) Örneklendirmeye C) İlgi kurmaya D) Benzetmeye E) Alıntı yapmaya

82. Ev sessizdi. Çocuklar, eşyalar, duvarlar, her şey uykudaydı.
Mutfağa girince buzdolabının üzerindeki masa saatine baktım; ikiyi on
geçiyor. Kaç gecedir uykusuzum. Son zamanlarda, yaşadıklarım beni çok
etkiledi. Elbet bir çıkış yolu bulacağım. Bu paragrafın anlatımı için,
aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir?
A) örneklemeye dayanan bir anlatımdır. B) Üçüncü kişi anlatımıdır. C)
Açıklama biçiminde yazılmıştır. D) Karşılaştırmalı bir anlatımdır.
E) Birinci kişi anlatımıdır.


83. Kitabımdaki en sevdiğim şiİri size söyleyebilmem oldukça zor. Çünkü
kitap oluştuktan sonraki coşku, giderek yoğunluğunu yitirdiğinde, dönüp
tekrar baktım şiirlerime. Müthiş eksiklikler, acemilikler buldum.
Borges, "Şiir, belleğimizin çoktan benimsediği şeyleri değil, yeni,
yepyeni olanları ve özgün bir söylemi gerektiriyor. Yineleyen değil
yenileyen; sarsan ve değiştiren olmak zorunda şiir." der. işte, şiire
soyunanların içine girdiği serüven budur. Bu serüven zor, ama çok
anlamlıdır. Bu parçada yazar, söylediklerini inandırıcı kılmak için
aşağıdakilerin, özellikle, hangisine başvurmuştur?
A) Karşılaştırma B) Örnek verme C) İlgi kurma
D) Alıntı yapma E) Tanımlama
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
CEVAP ANAHTARLI HAZIR KARIŞIK SORULAR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» YARDIMCI SORULAR
» YARDIMCI SORULAR
» CILDIRTAN SORULAR

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.forumyok.forumm.biz :: ÖĞRENCİ ÖZEL :: Dil ve Anlatım :: Ders Notları - Konu Testleri-
Buraya geçin: