test 4 ÖRNEK 1:
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde "tanımlama" yapılmıştır?
A) Sanat, insanın dış dünyaya kendini taşımasıdır.
B) Parasız öğretim, artık boş bir söz haline gelmiştir.
C) Sosyete, paranın simgesi olma niteliğine sahiptir.
D) Aile, daha çok ekonomik taleplerle kuruluyor.
E) İnsanlar gerçeği söylemekten kaçınırsa kaygı daha da artar.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 1:
Tanımlama, ele alınan kavram, konu veya varlığın ne olduğunu
belirtmektedir. Bir cümlede hakkında bilgi verilen kavram veya konu
için “.... nedir?” diye sorduğumuzda cevap alıyorsak verilen cümle
tanımdır. Buna göre A seçeneğinde sanat açıklanmaktadır. “Sanat nedir?”
dediğimizde “insanın dış dünyaya kendini taşımasıdır” cevabını alıyoruz.
Böylece verilen cümlenin tanım cümlesi olduğu anlaşılıyor.
Yanıt: A
ÖRNEK 2:
(I) Günlük yaşamımızda renklerin önemli bir rolü vardır. (II) Bu
nedenle renklerle ilgili pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. (III)
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki soluk alışımız, kan basıncımız,
renklere bağlı olarak değişebilmektedir. (IV)Renklerden açık mavi,
gevşetici ve rahatlatıcı; koyu mavi, uyarıcıdır. (V) Bu da renklerin
etki gücünün birbirinden farklı olduğunu göstermektedir.(VI) Bu gerçeği
göz önünde bulunduran iç mimarlar, ev içi ışık düzenlemelerinde renk
öğesine özel bir önem verirler.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisi, kendinden önceki cümlede belirtilen
yargıyı örneklendirmektedir?
A) II. B) III. C) IV.
D) V. E) VI.
(ÖSS 2000)
ÇÖZÜM 2:
Örnekleme, düşüncenin bellekte daha belirgin bir duruma getirilmesi ya
da somutlaştırılarak anlatılmasıdır. Yazar, bu yöntemle düşüncesini
daha güçlü ve görünür duruma getirmiş olur. Bu soruda renklerin
insanları etkilediği anlatılmaktadır. III. cümlede insanların renklere
bağlı olarak değişiklik gösterebileceği anlatılmıştır. IV. cümle bu
bilginin örneği olmuştur. İki rengin etkileri anlatılarak örnek
verilmiştir.
Yanıt: C
ÖRNEK 3:
(I) Savaş sırasında herkes barıştan yanadır.
(II) Savaş olmadığı zaman da barışı beslemek gerekir.
(III) fiair kendi ölçüleriyle barışa katkıda bulunur.
(IV) fiiir yazmak bir barış eylemidir.
(V) şiir barıştan doğar.
(VI) Ekmeğin undan yapılması gibi.
Bu parçada, numaralanmış cümlelerin hangisi kendinden önceki cümlenin bir öğesi durumundadır?
A) II. B) III. C) IV.
D) V. E) VI.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 3:
VI numaralı bölümde yüklem yok; oradaki söz grubu anlam bakımından bir
önceki cümleye bağlanmış. V. cümledeki yükleme, “doğar”a “nasıl?”sorusu
sorulduğunda VI. bölümdeki söz grubu yanıt olur. Yani VI. bölüm V.
cümlenin zarf tümlecidir.
Yanıt: E
ÖRNEK 4:
(I) Günü gününe pek uymaz bu kentin. (II) Bir basarsın, yaz ortasında
buz kesmişsin; bir bakarsın,kasım ortasında ceket fazla gelmiş. (III)
Geçen eylül ayının son günü kente yağmur yağarken, kentin sırtını
dayadığı dağa kar yağıyordu. (IV) Ertesi gün ise mayıs sonu güneşine
benzeyen, pırıl pırıl bir hava ... (V) Neredeyse tüm ekim ayı, böyle
geçti. (VI) Oysa daha güneyimizdeki bir başka kente çoktan kış gelmişti.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden önceki cümlenin açıklaması
durumundadır?
A) II. B) III. C) IV.
D) V. E) VI.
(ÖSS 2000)
ÇÖZÜM 4:
Bu soruda I. cümlede “Günü gününe uymaz bu kentin.” denilerek kentteki
havanın devamlı değiştiği anlatılmıştır. Ardından gelen II. cümledeyse
bu değişikliklerin nasıl olduğu örneklerle açıklanmıştır.
Yanıt: A
ÖRNEK 5:
(I) Seçkinin (antoloji) ilk baskısı 1985... (II) Mehmet Fuat ilk baskının önsözünde şöyle yazmış
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]III)
“Seçmeleri yaparken genel değerlendirmelerden kaçınmak gibi bir kaygım
olmadı. (IV) Seçkiyi beğenisiyle öne çıkmaya, kimselere benzememeye
çabalayan bir seçki durumuna düşürmekten kaçındım. (V) Gene de okurlar
bu antolojiye girebilecek nitelikte gördükleri kimi şiirleri burada
bulamayabilirler. (VI) Üstelik bu seçmeleri yaparken her şaire aynı
anlayışla yaklaşamazdım.”
Bu parçada, numaralanmış cümlelerden hangisi,kendinden önceki cümlenin açıklamasıdır?
A) II. B) III. C) IV.
D) V. E) VI.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 5:
III. cümlede yazar, seçmeleri yaparken genel dğerlendirmelerden kaçınmadığını belirtmiş. IV.
cümlede de neden kaçınmadığını açıklamış. Yazar kimselere benzemeyen bir seçki oluşturmak
gibi bir kaygı taşımadığını açıklamış.
Yanıt: C
ÖRNEK 6:
(I) Türk yazınının önemli yapıtlarından olan Dede Korkut öyküleri
yeniden okurlarla buluştu. (II) Öykülerin dili, özüne dokunulmadan
sadeleştirildi.(III) Dede Korkut öykülerinin üslubu ve dili, herşeyden
önce, 13. -14. yüzyıllarda konuşulan Oğuz Türkçesi’ne dayanmaktadır.
(IV) Bu öykülerde Türkçe’nin yüzlerce yıl önceki güzelliğini ve
şiirselliğini tadacak, kendi dil evreninizin sınırlarını
genişleteceksiniz. (V) Bu güzel öyküleri okudukça
, Türk dünyasının görkemli ve zevkli serüvenlerini tanıyacak; kültürümüzün zenginliğiyle övüneceksiniz.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, söz konusu öykülerin okurlara
sağlayacağı yararlardan söz edilmiştir?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
(ÖSS 2000)
ÇÖZÜM 6:
Sorunun tamamında Dede Korkut öykülerinin özellikleri anlatılmıştır.
Soru kökünde ise sadece bu öykülerin okura sağlayacağı yararların neler
olduğu sorulmaktadır. IV. cümlede bu öyküleri okuyanların dillerinin
sınırlarının genişleyeceği; V.cümlede de Türk dünyasını tanıyarak kendi
kültürümüzün zenginliğini görebilecekleri söylenerek okuyucunun
kazanacaklarından söz edilmiştir.
Yanıt: E
ÖRNEK 7:
(I) İnci Gürbüzatik’in “İki Çırpı Kiraz Kız” adlı öyküsünü,Kültür
Bakanlığı, açtığı yarışmada değerli bulmuş. (II) Kitap on bir öyküden
oluşuyor. (III) Kitabaadını veren öykü, genellikle öteki öykülerdeki
sorunların da öncüsü niteliğinde. (IV) Bu odak konu, kız çocuğunun ve
kadının giderek horlanması, cinsiyetinden dolayı katlanmak durumunda
olduğu kaderi. (V) Kitabın öbür öyküleri - kitaba adını veren öykü gibi
- çoğunlukla küçük öykü türünün
biçim özelliklerini gösteriyor. (VI) “İki Çırpı Kiraz Kız” senaryo
yazarı da olduğunu öğrendiğimiz yazarının edebiyatın başka dallarında
da başarılı olacağının müjdesini veren öyküler toplamı.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisindeki eğerlendirme, kitabın yazarına yöneliktir?
A) II. B) III. C) IV.
D) V. E) VI.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 7:
Parçanın tamamında yazarın kitabı, kitaptaki öyküler ve öykülerin
konuları anlatılmış. VI. cümledeyse yazarın edebiyatın başka dallarında
da ba-şarılı olacağından söz edilmiş. Böylece VI. cümlede yazara
ilişkin değerlendirmede bulunulmuştur.
Yanıt: E
ÖRNEK 8:
Bir öykünün, yer aldığı kitaba adını verebilmesi için kitaptaki öteki
öyküler arasında seçkinlik kazanması gerekir. (I) Okuduğum son öykü de
bu türden. (II) Olay yine parçalı, kişilerin ağzından tek tek
anlatılıyor. (III) Her anlatıcı konunun bir yönünü tamamlıyor. (IV)
Kişiler öylesine doğal, içten konuşturuluyor ki hemen her kişi
benliğinize girerek
sizi zenginleştiriyor. (V)Düşüncenin akışına göre, “Böylece siz de
öykünün bir parçası oluyorsunuz.“ cümlesinin yukarıdaki parçada
numaralanmış yerlerden
hangisine getirilmesi uygun olur?
A) I. B) II. C) III.
D) IV. E) V.
(ÖSS 2000)
ÇÖZÜM 8:
Bu soruda, soru kökünde verilen cümle “Böylece”diye başlayarak
neden-sonuç cümlesinde sonuç bölümünü oluşturmuştur. Bu parçada
numaralı cümlelerden biriyle neden ilişkisi kurulmalıdır. Bu ilişkinin
kurulduğu cümlenin ardına soru kökünde verilen cümle getirilerek anlam
bağlantısı kurulmalıdır. Son cümlede kahramanların doğallığı nedeniyle
okuycunun benliğine girdiğinden söz edilmiştir.Bu nedenle “siz de
öykünün bir parçası oluyorsunuz.”
bölümü getirilerek neden-sonuç ilişkisi kurulabilir.
Yanıt: E
ÖRNEK 9:
“Bazı dile dolaşan söyleyişleri değiştirinceye ya da en rahat deyişi
buluncaya dek, yeniden yeniden yazarım ben yapıtlarımı.” diyen bir
sanatçının anlatımında aşağıdaki özelliklerden hangisi ağır basar?
A) Nesnellik B) Akıcılık C) Yalınlık
D) Etkileyicilik E) Yoğunluk
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 9:
Akıcılık, söyleyişi zorlayan sözlerden kaçınmadır.Soruda sanatçı dile
dolaşan söyleyişleri yani söyleyişi zorlayan sözcükleri çıkarıp
yenisini yazmaktadır. Böylece sanatçı, dilinde akıcılığı sağlayacaktır.
Yanıt: B
ÖRNEK 10:
I. Okur, onun yapıtlarını okurken kendisini, yıllanmış çamların olduğu bir ormanda kuş sesleri
ve reçine kokularının arasında bulurdu.
II. Seçtiği ilginç ayrıntılarla, yaptığı benzetme ve karşılaştırmalarla yapıtında okura, doğanın temiz havasını soluturdu.
III. Öykülerinde Anadolu’nun köylerinde, kasabalarında yaşayanların değişik sorunlarını göstermeye çalışırdı.
IV. Roman ve öykülerinde, günlük yaşamın sıkıntıları içinde bunalan kişileri işlerdi.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri,sanatçının betimlemelerindeki aynı niteliği
yansıtmaktadır?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) III. ve IV.
(ÖSS 1999)
ÇÖZÜM 10:
I. cümlede bir yazarın yapıtının okur üzerindeki etkisi belirtilmekte
ve bu yetkinin “doğa içinde yaşamış duygusu verme” olduğu
belirtilmektedir. II.cümlede de yine bir yazarın nitelikleri
tanıtılmakta ve bu yazarın da okuyucu üzerinde bıraktığı etki
verilmektedir. Bu etki de I. cümledeki gibi okuru “doğa içinde yaşatma”
olarak belirtilmektedir.
Yanıt: A
ÖRNEK 11:
(I) Aslında bir roman yazarı olmasına karşın üç öykü kitabı da vardır.
(II) Döneminin öykü yazarlarından onu ayıran, uzun öykü türünde
çalışmış olmasıdır. (III) Kırmızı ve Siyah, bir aşk ve kıskançlık
öyküsü olma özelliğini taşır. (IV) Ama asıl dikkat çeken öyküler,
Sanatkârlar kitabındakilerdir.(V) Yazar, buradaki öykülerinin
anlatımında da daha
önceki kitaplarındaki yolu izlemiştir. (VI) Bu ökülerde eski zaman
yaşayışı, insanları, kibar tabakadaki maddi, ona bağlı olarak da manevi
düş-künlük çizilir.
Bu paragraftaki kaç numaralı cümlelerde öykülerde neyin anlatıldığından söz edilmiştir?
A) I. ve III. B) II. ve IV. C) III. ve VI.
D) IV. ve VI. E) IV. ve V.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 11:
Soruda neyin anlatıldığı, yani içerik sorulmaktadır.
I. cümlede üç romanı vardır, denerek öykülerinin sayısı,
II. cümlede öykücüyü, diğer öykü yazarlarından ayrılan yönü söyleniyor.
III. cümlede, Kırmızı ve Siyah’ın “aşk ve kıskançlık öyküsü” olduğu söylenerek neyi içerdiği anlatılıyor.
IV. cümlede “Sanatkârlar” kitabındaki öyküleri önermiş
V. cümlede yazarın buradaki öyküleriyle daha önceki kitaplarındaki anlatımın aynılığı vurgulanıyorken,
VI. cümlede öykülerde “eski zaman yaşayışı, insanları,kibar tabadaki
maddi, ona bağlı olarak da manevi düşkünlük anlatılır.” denilerek
öykülerin içeriği açıklanıyor.
Bu durumda III. ve VI. cümlelerde öykülerde neyin anlatıldığı belirtilmektedir.
Yanıt: C
ÖRNEK 12:
(I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciyeciler dünyasında
gezinmek isteyenler için keyişe okunabilecek bir kitap. (II) Yazar,
yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşamında
edindiği izlenimleri okurlara duyurmak istemiş.(III) Mesleğinin
sorunlarını, iyi ve kötü yanlarını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok
akıcı bir dili var.(V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince
ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıtmış.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, söz konusu yazarın üslubuyla ilgilidir?
A) I. ve II. B) I. ve V. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV. ve V.
(ÖSS 1999)
ÇÖZÜM 12:
Üslup, yazarın kendine özgü anlatım yoludur. Yazarın, dili kullanma
tarzı üslubunu ortaya koyar.Bu soruda da I., II., III. cümlelerde
kitabın içeriğinden söz edilmiştir; IV. ve V. cümleler yazarın diliyle
ilişkilidir. Yani IV. ve V. cümleler üslup cümleleridir.
Yanıt: E
ÖRNEK 13
(I) Beğeniyorum onun yazdıklarını. (II) Nerede bulursam okuyorum. (III)
İyiyi yazıyor, doğruyu yazıyor. (IV) Bir konuyu ele aldı mı onun
üzerinde düşünüyor, özünü kavramaya çalışıyor. (V) İşi edebiyatçılığa
vurmuyor, ağız kalabalığı etmiyor. (VI)Parlak lakırdılara gitmiyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden başlanarak yapıtın üslubundan söz
ediliyor?
A) II. B) III. C) IV.
D) V. E) VI.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 13:
Üslup yazarın dili kullanma tarzıydı. Bu soruda da V. cümlede yazarın
ağız kalabalığı yapmadığı söylenmiş. Ağız kalabalığı yapamamak, yalın
yazmak demektir. Yalınlık, dille ilgili olduğundan bu cümle üslupla
ilgili bir cümle olmuştur.
Yanıt: D
ÖRNEK 14:
(I) Cevat Çapan’ın, hayatımın en önemli projesi dediği kitap serisi
bütün hızıyla sürüyor. (II) Bu projenin meyvelerinden iki kitap, birer
yıl arayla yayımlandı. (III) Octavia Paz, Robert Frast, Hermann Hesse
gibi bildik isimlerin yanında genç şairleri de bu kitaplarda
bulabiliriz. (IV) Arada Poul Auster gibi bir modern yazın temsilcisinin
sürpriz şiirleriyle de karşılaşabiliriz. (V) Nereden bakarsanız bakın
kaçırılmayacak bir şiir şöleniyle karşı
karşıyayız.
Yukarıda numaralandırılmış cümlelerin hangisinden başlanarak kitabın içeriğiyle ilgili bilgi
verilmiştir?
A) I. B) II. C) III.
D) IV. E) V.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 14:
İçerik, bir yazıda neyin anlatıldığıdır. Yani konudur.Bu soruda III.
cümlede Cevat Çapa’nın yazdığı kitap serisinde Octavia Paz’ın, Robert
Frast’ın,Herman Hesse’nin ve genç şairlerin anlatıldığı söylenmiş.
Anlatılanlar kitabın içeriğini oluşturmuş.
Yanıt: C
ÖRNEK 15:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “gerçekleşmemiş bir beklenti” söz konusudur?
A) Tartışınca sorunu çözeriz sanmıştık.
B) Sanki küçük dağları sen yarattın.
C) Torpili olduğu için kaydını rahatlıkla yaptırmış.
D) O giysiyi, yıkandıktan sonra giyeceğim.
E) Annesi gelince bizi arayacak.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 15:
A seçeneğinde “tartışınca sorunun çözülmesini istemek”beklentiyi
oluşturmuştur. “sanmıştım” sözcüğüyle bunun gerçekleşmediği anlatılmış.
Böylece
A seçeneği gerçekleşmemiş beklenti cümlesiolmuştur.
Yanıt: A
ÖRNEK 16:
(I) Onun öykülerinde sağlam bir tekniğin varlığı yadsınamaz. (II)
Bununla birlikte, kimi öyküleri öykü olmaktan çok, bir köşe yazısını
andırır. (III) Bu tür öykülerde toplumsal eleştiriye yönelir ve insanı
dışlar. (IV) Ancak, bütün öykülerinde, sözcük seçimi yönünden kılı kırk
yaran bir titizlik gösterir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri,sözü edilen yazarla ilgili olumlu yargıları
içermektedir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) I. ve IV.
D) II. ile III. E) II. ve IV.
(ÖSS 1999)
ÇÖZÜM 16:
Olumlu ya da olumsuz yargıların sorulması başka bir soru tarzıdır. Bu
tür soruların metinleri, genellikle eleştiri yazılanlarından alınır.
Bir yapıt ya da kişi olumlu ya da olumsuz yönleriyle tanıtılır. Bu
nsoruda olumlu yargılar sorulmuş. I. cümlede yazarın tekniğinin sağlam
oluşu olumlu yargıdır. II. ve III. cümlelerde olumsuz eleştiri
yapılmıştır. IV. cümle, yazarın sözcük seçiminde titiz davranması
tekrar olumlu bir yargıdır.
Yanıt: C
ÖRNEK 17:
(I) Akıcı, zorlamasız, açık anlatımlı bir üslûbu vardı.(II)
Karakterleri en can alacak yerlerinden yakalar,verirdi. (III)
Kişilerini hep bir aile ilişkisi içinde yansıtmayı âdet edinmişti. (IV)
Diyalogları yaşamdan alınmış gibi doğal ve canlıydı. (V) Tekniğinin
zayışığına karşın, diyalog kurma yeteneği nedeniyle başarılı oyunlar
yazdı.
Bu parçadaki cümlelerin hangisinde olumlu ya da olumsuz bir eleştiri yoktur?
A) I. B) II. C) III.
D) IV. E) V.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 17:
I. cümlede “akıcı, zorlamasız, açık bir anlamı var.”denilerek olumlu
eleştiride bulunulmuş. II. cümlede “karakterleri can alıcı yerinden
yakalayıp bilmesi”yine olumlu eleştiridir. III. cümlede kişileri aile
ilişkisi içerisinde verdiği söylenmiş, bu bir yazar için ne olumlu ne
de olumsuz bir yargıdır. IV. cümlede diyalogların doğal ve canlı oluşu
olumludur.
V. cümlede tekniğin zayıf oluşu olumsuz; aynı cümlede diyalog kurmada başarılı oluşu yine
olumlu bir yargı olmuştur. Böylece olumlu ve olumsuz yargının olmadığı tek cümle III. cümledir.
Yanıt: C
ÖRNEK 18:
(I) Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve
ilgilerine göre seçmek gerekir.(II) Yatak başında, kitapları okurken
çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve
duygularını değişik açılardan yansıtır.(III) Bir kitap kahramanının
hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da
düşündürme onlarla olan ilişkiyi pekiştirip derinleştirir.(IV) Bunun
için de çocuklar, bu sohbet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da
ileri giderek denebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki
bu saatler özlemle anımsanır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde,kitabın, çocukları tanıma ve onlarla yakı
nlık kurmadaki işlevinden söz edilmektedir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV. ve V.
(ÖSS 1999)
ÇÖZÜM 18:
Bu tür cümle yorumu sorularında soru kökü parçanın tam***** değil;
parçada geçen bir cümlenin anl***** yöneliktir. Soru kökünde, yanıt
cümlesinde geçen sözcükler kullanılarak öğrenci tek cümleye
yönlendirilir. Bu tür soruların kökünde kalıp soru köklerinin dışına
çıkılır ve parçaya ilişkin sorular sorulur. Bu soruda çocuklara okunan
kitaplarla ilgili bir parça vardır. Soru kökünde sadece “kitabın,
çocukları tanıma ve onlarla yakınlık kurmadaki işlevi” sorulmaktadır.
II. cümlede, yatakta kitap okurken çocuklarla yapılacak sohbetlerin,
onların sırlarını ve duygularını öğrenmemizi sağlayacağından söz
edilmiş. Bu kitabın bir işlevidir.
Kitabın başka bir işlevi ise III. cümlede verilmiş.Kitap kahramanı
üzerinde konuşmanın çocuklarla kurulacak ilişkiyi pekiştirip,
derinleştirdiğinden bahsedilmiştir.
Yanıt: C
ÖRNEK 19:
Aşağıdaki dizelerin hangisinde tek yargı vardır?
A) Aman Yaradanım sen yağmur gönder
Yaman hallerimiz iyiye dönder
B) Gezmez oldu bahçelerde arımız
Yarımız göç etti kaldık yarımız
C) Umutla eskittim, umutla yeniledim kalbi
Bir yaz bulutunun peşindeyim şimdi
D) Orta Anadolu’da boz bir toprak
Güneşe bağrını vermişti
E) fiemsiye hiç kapanmadı ama
Çıkan yel bulutları dağıttı
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 19:
Yüklemler ve fiilimsiler yargı bildirir. Soruda tek yargılı cümle
sorulmuş. A seçeneğinde, “gönder ve dönder” sözcükleri yüklemdir, iki
yüklem iki yargı;B seçeneğinde “gezmez oldu, göç etti ve kaldık”
sözcükleri yüklemdir. 3 yüklem, 3 yargı; C seçeneği eskittim,
yeniledim, peşindeyim” üç yüklemdir,üç yargı; E seçeneğinde “kapanmadı,
dağıttı” yüklem “çıkan” fiilimsidir üç yargı vardır. D seçeneğindeyse
“vermiş” tek yüklem, fiilimsi yok.
Tek yargılı cümledir.
Yanıt: D
ÖRNEK 20:
(I) Her çalışmasında olduğu gibi bunda da açık ve yalın anlatımı hemen
göze çarpıyor. (II) Bu durum,şairin, edebiyat çevrelerinin yoğun
ilişkilerinden uzak, yerel kaynaklara daha yakın olmasındandır. (III)
Yine bu durum, onun şiirinin, toplumun değişik kesimlerinde aynı ölçüde
anlaşılır olmasının da ana kaynağını oluşturmaktadır. (IV) Bilincimizin
bir köşesinde var olan kır yaşantısının doğayla ilgili öğeleri, onun
şiirlerinde evrensel bir temaya yönelişin çıkış noktasıdır. (V)
Ardıçlar, söğütler, ahlatlar, balkon çiçekleri şairin lirik yanını
sunar bize.şiairin geniş bir okur kitlesine seslenebilmesini sağlayan
özelliği, yukarıdaki parçanın kaçıncı cümlesinde belirtilmiştir?
A) I. B) II. C) III.
D) IV. E) V.
(ÖSS 1999)
ÇÖZÜM 20:
Bu parçanın tamamı, bir şairin şiirin özellikleri ve bu özelliklerin
doğurduğu sonuçlar üzerinedir.Parçada şairin kullandığı dil, bu dili
kullanmasının doğurduğu sonuçlar, şairin temleri anlatılmıştır.Soru
kökünde sadece şairin geniş okur kitlesine seslenebilmesini sağlayan
özelliği sorulmuştur. I.cümlede şairin dilinin açık ve yalın olduğu
verilmiştir.
Parçanın devamındaysa bu özelliğin onu değişik kesimlerce anlaşılabilir
olmasını sağladığından söz edilmiştir. Böylece I. cümle yanıt cümlesini
oluşturmuştur.
Yanıt: A
ÖRNEK 21:
Aşağıdakilerden hangisinde bir yakınma vardır?
A) Dün dediğin bugünkünü tutmuyor
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin
B) Bir gün ufuk derdine gönlümü verip bir an
Ufuk!.. diye dağları gözümle deleceğim.
C) Apak bulutlar geçti habersiz
Âşıklığımdan, şairliğimden
D) Kırk yıl geçtiğim yolları
İncileriyle süsledim gözyaşlarımın
E) Hoyrattır bu akşamüstüler daima
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 21:
Yakınma, şikâyet etmek, sızlanmaktır. A seçeneğindeki dizelerde şair,
karşısındaki kişinin söylediklerinin birbirini tutmamasından ve sevip
sevmediğini belli etmemesinden şikâyet etmektedir, sevdiğinin böyle
davranmasını istemediği için şair bu dizelerle yakınmıştır.
Yanıt: A
ÖRNEK 22:
Romanını okuyup bitirdim. Hele biraz zaman geçsin,hazmedeyim. Neler
kaldı, neler gitti? Bunları saptadıktan sonra bildireceğim görüşlerimi.
Böyle diyen bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Düşüncelerini açıklamadan önce, başkalarıyla tartışarak doğrulamak ister.
B) Ayrıntılı olarak düşünmenin gereğine inanır.
C) Zaman içinde görüşlerin değişebileceğini düşünür.
D) Düşüncelerini hemen açıklamaktan kaçınır.
E) İzlenimlerini yorumlayıp değerlendirme eğilimindedir.
(ÖSS 1999)
ÇÖZÜM 22:
Paragrafta sözü edilen kişi belirgin özellikleriyle tanıtılır.
Sorularda bu özelliğin bulunması istenir.Parçada geçen kişi
okumalarının üzerinden zaman geçtikten sonra yorum yapabileceğini
söylüyor.Böylece aklında kalanlarla yorum yapacaktır.
Bu yüzden A seçeneğindeki bilgi yanlış olur. Çünkü parçadaki kişi kendi
düşüncelerinin zaman içinde oturmasını istemektedir. Başkalarının
görüşleri söz konusu değildir.
Yanıt: A
ÖRNEK 23:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı anlatım vardır?
A) Yakup Kadri, "Yaban"ı Türk aydını ile Türk köylüsü arasındaki uçurumu göstermek için
yazdığını söyler.
B) Yapıt, Kurtuluş Savaşı'ndaki köyü olumlu ve olumsuz yanlarıyla karşımıza getirir.
C) Romanda Türk köylüsü belki fazla gerçekçi konuşturulmuştur.
D) Romanda, savaştaki psikolojiye ilişkin en ufak bir ayrıntı bile göz ardı edilmemiş.
E) Türk toplumunun bir parçası olan bu köyde, ülkeye bağlılık bilinci pek güçlü işlenmemiş.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 23:
Dolaylı anlatım, cümle içerisinde bir başkasının sözünü aktarmaktır;
ancak aktarılan sözün söylendiği gibi değil, anlamca aynen ama biçimce
değiştirilerek aktarılmasıdır.
Buna göre A seçeneğinde Yakup Kadri’nin sözü aktarılmaktadır; ama sözün
Yakup Kadri tarafından söylenmiş biçimi “Yaban’ı Türk aydını ile Türk
köylüsü arasındaki uçurumu göstermek için yazdım” olması gerekirken bu
söz, sözü aktaran kişi tarafından değiştirilerek aktarılmıştır.
Yanıt: A
ÖRNEK 24:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somutlamaya başvurulmuştur?
A) Kötülük, hiçbir zaman bir insanın hayat görüşü ya da isteği olarak düşünülemez.
B) Lamia, roman boyunca acıma, sevgi, saygı,hayranlık duygularıyla doludur.
C) Acıma, dipsiz kuyulara atılan taş gibidir, ruhumuzun derinliğini gösterir.
D) Yaşam yeniklerinin, toplum kurbanlarının biyografileri eşsiz roman konularıdır.
E) Çocuklarda büyük insanlarda görülen bütün duygular farklı biçimlerde vardı.
(Kavram Dershaneleri Sorusu)
ÇÖZÜM 24:
Somutlama, soyut bir kavramın somut anlamlı bir sözcükle veya soyut bir
kavramın somuta benzetilerek aktarılması olarak tanımlanabilir. Buna
göre C seçeneğinde “acıma” kavramı, açıklanırken “dipsiz kuyulara
atılan taş”a benzetilerek somut bir varlık gibi aktarılmıştır.
Yanıt: C