www.forumyok.forumm.biz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
GeCe YaRıSı
Çaylak
Çaylak
GeCe YaRıSı


Kadın
Mesaj Sayısı : 1200
Yaş : 105
Kayıt tarihi : 29/07/09

Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Empty
MesajKonu: Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası)   Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Icon_minitimePaz Ara. 13, 2009 10:18 pm

RÖPÖRTAJ

HAZIRLIK

1. İnsanoğlu meraklı bir canlıdır. Ve kullandığı eşyaların yapılış evrelerini merak eder.
2. Röportaj: 1.Konusu bir soruşturma, araştırma olan gazete veya dergi
yazısı. 2. Radyo ve televizyon habercisinin araştırma ve soruşturma
sonucunda hazırlamış olduğu program, mülakat.
Derin Haber: İyice incelenmiş, araştırılmış haber.


En son GeCe YaRıSı tarafından Paz Ara. 13, 2009 10:19 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GeCe YaRıSı
Çaylak
Çaylak
GeCe YaRıSı


Kadın
Mesaj Sayısı : 1200
Yaş : 105
Kayıt tarihi : 29/07/09

Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası)   Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Icon_minitimePaz Ara. 13, 2009 10:18 pm

1. ETKİNLİK

RÖPORTAJ ÖRNEĞİ
Bu oyununuzu alışılmış müzikallerden ayıran özellikler neler?
Alışılmışlıktan kastiniz Amerikan mo**** müzikallerse, hemen söyliyeyim
ki, bu tarza karşı ne ilgim, ne de sempatim var. İlerde olacağını da
hiç sanmam. Biz bambaşka bir yolun yolcusuyuz. Keşanlı Ali Destanı ile
yepyeni bir halk tiyatrosu üslûbuna gitmeyi deniyoruz. Amacımız akşam
yemeğinden sonra hazmı kolaylaştıran bir eğlence sağlamak değil.
Söyleyeceğini güldürü kılığında söyleyen, seyirciyi tedirgin eden aktif
bir uyarı tiyatrosu.

Keşanlı Ali Destanı’nın kahramanları hayattan mı alınmadır?
1960′ta ünlü bir kondu efesinin vurulması beni çok ilgilendirmişti.
Yerinde incelemeler yaptım. Olayın kahramanları ile aileleri ile
görüştüm. Arkadaşım Mehmet Kemal’in aracılığı ile tanıkları buldum.
Konuştum. Oyunun hareket noktası o olay oldu. Ama oyundaki Keşanlı Ali
daha çok da kendi fantazimin ürünüdür. **** Bozuk Zilha, 1962′de
Keşanlı Ali tipi kabare tiyatrosunda Gültepe No.8 adlı şansonla
sunduğum gecekondulu kızın gelişmiş bir portresidir. Helâcı Şerif Abla
ise on beş y ıl önce yayınlanan Bayanlar 00 hikâyemin kahramanı.

Oyununuzu yazarken, gecekondu çevreleriyle ilgiler kurdunuz mu?
Gecekondu bölgelerine karşı ilgim ve sevgim yeni değil. Altındağ’ı,
Taşlıtarla’yı çoğu dostum benim aracılığımla tanımışlardır. Kondulara
ait gazete haberlerini, onlar üzerine iktisadî raporları ilgi ile
izlerim. Gecekonduları sade canayakın insanlardan ötürü değil, ayrıca
toplumumuzun küçük çapta bir maketi saydığım için de çok ilginç
buluyorum.
Konuşan: Ayhan Sümer
Açıköğretim Sistemi

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GeCe YaRıSı
Çaylak
Çaylak
GeCe YaRıSı


Kadın
Mesaj Sayısı : 1200
Yaş : 105
Kayıt tarihi : 29/07/09

Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası)   Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Icon_minitimePaz Ara. 13, 2009 10:18 pm

RÖPORTAJ ÖRNEĞİ
TEMA Vakfı
08.01.2006 13:32:20
Gönüllü bir organizasyon TEMA, bize sunulmuş doğa güzelliklerimizi
korumakta onlardan daha iyisi yok ülkemizde… Organizasyonun yapısı,
içeriği, aktiviteleri ve çalışanlarının kişisel gelişimlerine
verdikleri önem üzerine, TEMA Eğitim Bölüm Başkanı Sayın Celal Ergün
ile görüştük.
Tüm TEMA gönüllülerine sosyal sorumluluk anlamında yaptıkları çalışmalardan dolayı sonsuz teşekkürler…
Röportaj: Pınar KULALI
Celal Bey, okuyucularımıza kendinizden ve TEMA'da aldığınız görevinizden biraz bahseder misiniz?
1996 yılı sonundan itibaren TEMAVakfında görev yapmaktayım. 1997 Temmuz
ayından itibaren de Eğitim Bölüm Başkanlığını yürütmekteyim. TEMA
Vakfı’nda Eğitim Stratejisi; eğitim hedefine ulaşmada elde mevcut ve
elde edilmesi mümkün tüm kaynakları uygun, sistemli ve etkili bir
biçimde kullanma prensibine dayanmaktadır.
Vakıf, bu doğrultuda, çeşitli kurum ve kuruluşlarla eğitim iş birliği
yaparak, eğitim etkinlikleri düzenleyerek, bunları yayınlar ve eğitim
materyali geliştirerek desteklemektedir.
Eğitim Bölümünün Görevleri:
• Vakfın amacını gerçekleştirmek için gerekli eğitim hedeşerini ve stratejisini belirlemek.
• TEMA Vakfının eğitim faaliyetlerini yönlendirmek
• Kurum ve kuruluşlarla eğitim iş birliği yapmak, bu faaliyetlerinin
genel esaslarını tespit etmek, yürütülmesini ve geliştirilmesini takip
etmek.
• Eğitim seminerleri, konferanslar gibi eğitim faaliyetlerini planlamak
• Eğiticileri eğitmek, eğiticileri ve uzmanları planlamak
• Doğa ve erozyon eğitim kamplarını planlamak ve icra etmek
• Eğitim projeleri geliştirmek
• Eğitim sonuçları değerlendirmesi yapmak için anketler hazırlamak, bu anketleri değerlendirmek ve arşivini oluşturmak.
• Eğitim katılımcı bilgilerini hazırlamak ve arşivini oluşturmak.
• Eğitim bütçesini hazırlamak.
• Dışarıdan gelen eğitim bilgi taleplerini karşılamak
• TEMA Yayınları’nın hazırlanması ve basımı
• Yazar ve çizerlerle telif protokolleri hazırlamak
• Kurum ve şahıslarla yayın telif sözleşmesi yapmak
• Eğitim materyali üretimi
• Teknik danışma kurulu üyeleri listelerini oluşturma ve güncellemek.
• Danışma toplantıları planlaması yapmak
• TEMA**b sitesinin geliştirilmesi ve güncellenmesi
• Belge-Bilgi Merkezi çalışmaları
• Sergi faaliyetlerini düzenlemek ve koordine etmek
TEMA, sosyal sorumluluk açısından gençlere nasıl bir misyon yüklemektedir?
Kuruluş amacından bahseder misiniz?
TEMA Vakfı, 11 Eylül 1992 tarihinde Birleşmiş Milletler Çevre Ödülü
sahibi Hayrettin KARACA ve iş adamı Nihat GÖKYİĞİT tarafından
kurulmuştur.
TEMA Vakfının Amacı: Erozyon, çoraklaşma, çölleşme, yanlış arazi
kullanımı, doğuracağı sonuçlar ve alınacak önlemler ile biyolojik
çeşitlilik, toprak, su ve diğer doğal varlıkların korunması, verimli
kılınması ile ilgili konuları halkımıza anlatarak bilgilendirmek ve
bilinçlendirmek, böylece oluşturulacak bilinçli ve güçlü kamuoyunun
desteği ve baskısı ile hükümetleri bu konularda gerçekçi ve
uygulanabilir önlemler almaya ve uygulamaya teşvik etmektir.
TEMA Vakfının Hedefi: Ülkemizi yöneten ve yönetecek olan siyasi
güçleri, erozyon sorununa çare bulmadan iktidar olamayacaklarına
inandıracak kadar güçlü bir kamuoyu oluşturmaktır.
Bu amaç ve hedef doğrultusunda yalnız gençlerimize değil tüm topluma
bilinçli bir baskı grubu oluşturma misyonu yüklenmektedir. Bu misyon üç
kelime ile özetlenebilir:
Bilgi – İlgi - Tepki
Kimler TEMA'ya üye olabilir ve şartları nelerdir?
Her şeyden önce bir vakıfız. Üyelik yok gönüllülük var. Gönüllük konusunda ayrıntılı bilgiyi [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] edinebilirsiniz.
TEMA, Eğitim Bölümünün çalışmaları ve faaliyetleri ile ilgili bilgi verebilir
misiniz?
Eğitim Bölümü; Eğitim Bölümü Başkanı, Program Geliştirme ve Yayın Uzmanı,
Materyal Geliştirme Uzmanı, Eğitim Etkinlikleri Uzmanı ve Belge Bilgi Merkezi
(BBM) Sorumlusu olmak üzere 5 kişilik profesyonel bir kadro ile
çalışmaktadır. Ayrıca, çeşitli seminer, konferans, panel vb.
etkinlikler için yapılan planlamaya göre bir araya gelen
üniversitelerdeki öğretim üyeleri ile, emekli olmuş öğretim üyelerinden
(19 Profesör, 4 Doçent, 7 Yardımcı Doçent, 2 Doktor, 1 Araştırma görevlisi) oluşan bir öğretim kadrosu bulunmaktadır.
TEMA Vakfında eğitimin hedefi; erozyon, çoraklaşma, çölleşme ve yanlış
arazi kullanımının sebep ve sonuçları, alınacak önlemler, toprağın ve
doğal varlıkların korunması hususlarında bilinçli ve güçlü bir kamuoyu
oluşturmaktır. Bu bilinçli toplumun; toprağın, ormanlar, meralar ve
tarım alanlarının önemini bilen ve onları koruyan, erozyon, çoraklaşma,
çölleşme, yanlış arazi kullanımı ve bunların doğuracağı olumsuz
sonuçlar konusunda bilgili, her türlü canlıyı (biyo çeşitliliği)
koruyan, bitkilendirme konusunda duyarlı ve aktif, çevre koruma
bilincine sahip, tutum ve davranışları ile örnek, sorumlu vatandaşlık
bilinci gelişmiş bireylerden oluşması hedeflenmektedir.
Vakıf, bu doğrultuda, eğitim etkinlikleri düzenleyerek, çeşitli kurum
ve kuruluşlarla eğitim iş birliği yaparak, bunları yayınlar ve eğitim
materyali geliştirerek desteklemektedir.
Eğitim iş birlikleri; eğiticilerin eğitimi kapsamındaki çalışmaları
kurumlarla eş güdümlü yürütmek amacıyla; başta Milli Eğitim Bakanlığı
ve Silahlı Kuvvetler olmak üzere İçişleri Bakanlığı, Diyanet İşleri
Başkanlığı ve üniversiteler gibi çeşitli kurumlarla eğitim iş birliği
yapılmaktadır.
Genelde ne tip etkinlikler yapılmaktadır?
Eğitim etkinlikleri üzerinde çok fazla durmaktayız.
Erozyon Eğitim Seminerleri; erozyon eğitimini geniş kitlelere
ulaştırmak ve bu konuda bilgi edinmek ve çevresini de bilgilendirmek
isteyen gönüllülerimize eğitim vermek amacıyla çeşitli illerde halka
açık iki gün süreli Erozyon Eğitim Seminerleri düzenlenmiştir.
Bu güne kadar erozyon eğitim seminerlerine 6.465 kişi katılmıştır.
Doğa ve Erozyon Eğitim Kampları ( Yaz Okulu); TEMA Vakfınca erozyon,
doğurduğu sonuçlar ve alınacak önlemler konusu ile doğal varlıkları
tanıtarak korunmasını sağlamak, arazide uygulamalı ve görsel eğitim
vermek, eğitim sonunda katılımcıların çevrelerinde bilgilendirme
yapmalarına imkân sağlayacak nitelikleri kazandırmak amacıyla; her yıl
TEMMUZ ve AĞUSTOS aylarında “Doğa ve Erozyon Eğitim Kampı (Yaz Okulu)”
düzenlenmektedir. Kamplara TEMA temsilcileri (TT) ve yardımcıları, TEMA
Eğitmenleri, öğretmenler, izci liderleri, din görevlileri, tarım
danışmanları, Genç TEMA Teşkilatı, üniversite öğrencileri, Yavru TEMA
Teşkilatı katılmaktadır.1997–2005 yılı Doğa ve Erozyon Eğitim Kampına
2.722 kişi katılmıştır.
Konferans, Panel ve Sohbet Toplantıları; TEMA Gönüllü
Temsilciliklerince 1996-2005 yıllarında, çeşitli kurumlarda, özel
kuruluşlarda, okullarda, üniversitelerde ve halkımıza konferanslar,
paneller ve sohbet toplantıları düzenlenmiştir. Bu etkinliklere
2.500.000 kişi katılmıştır.
TEMA, reklâm amaçlı hangi basılı materyalleri kullanmaktadır?
TEMA Vakfı bilgi toplumu olma çabalarına katkıda bulunmak amacıyla;
mücadele konularında ve çeşitli çevre konularında çeşitli yayınları
kamuoyunun istifadesine sunmuştur (50 kitap). TÜBİTAK ve TEMA Vakfı
arasında gerçekleştirilen iş birliği ile 7 kitap yayınlanmıştır. TEMA
Vakfı Çocuk Kitapları olarak 12 kitap yayınlanmıştır. 2004 yılı
itibarıyla toplam yayın sayısı 69’a ulaşmıştır.
TEMA Vakfınca farklı konulardaki sunumların, doküman ve belgelerin,
belgesel filmlerin yer aldığı eğitim CD’leri üretilmektedir. Mücadele
konularımız ile çeşitli çevre konularındaki birçok bilgiyi kapsayan
eğitim CD’leri çeşitli eğitimlerimize katılan katılımcıların ve
araştırmacıların yararlanması için verilmektedir. Eğitim CD'si 2000
yılında 3.000 adet basılmış ve yeni konular eklenerek ve güncellemeler
yapılarak 2002 yılında 3000 adet, 2004 ve 2005 yıllarında da 2000 adet
daha CD çoğaltılarak dağıtılmıştır. 2006 yılı için eğitim CD’si Nisan
ayında basılmıştır.
Eğitim CD’si 2 adet olarak üretilmiştir. CD’lerden birinde yalnızca
Aral ve Macahel Belgeselleri diğerinde ise çeşitli konulardaki
sunumlar, dokümanlar, TEMA Vakfı Yayınları yer almaktadır.
Celal Bey, size göre TEMA'nın temel değerlerinden biri olan '
Gönüllülük ilkesi' bireylerin kişisel gelişimlerinde nasıl bir önem
taşımaktadır?
Çağdaş toplumlarda devlet kontrol eder, yönetimi ve düzeni sağlar. İş
dünyası eşya ve hizmet üretir ve amacı kârdır. Kâr amaçsız kuruluşlar
ise insanı ve dolayısıyla toplumu değiştirir, hedefleri sadece budur.
Kâr amaçsız kuruluşlar sorumlu vatandaşlık bilincinin, kalitenin ve
çağdaş demokrasinin temeli ve teminatıdır.
ABD’nde her iki vatandaştan bir tanesi haftada en az üç saat bu
kuruluşlarda çalışmaktadır ve ülkenin gayri safi milli hâsılasının
%3’ünü bu kuruluşlar oluşturmaktadır.
Dünyadaki pek çok sorunun çözümünde, devletlerin ve milletlerarası
kuruluşların çabalarının yeterli olmadığı görülmüş ve bu alanlarda,
devletin dışında, vatandaşlar tarafından kurulup gönüllülük esasına
göre çalışan örgütlerin çok önemli roller oynayabilecekleri
anlaşılmıştır. Bu rollerin en başında ulusal ve uluslararası
arenalarda, yöneticilerin ve resmi karar merciindekilerin çeşitli
nedenlerle dikkate almadıkları ya da alamadıkları gelişmeyle doğrudan
bağlantılı bazı konuların, toplumların ve bu kişilerin dikkatine
sunulması işlevi gelmektedir.
Küreselleşen dünyada, STK’ların durumu “ağ’lar toplumu” oluşturmak için
önemlidir. Örneğin ekoloji sorunu ulus devlet yaklaşımı ile çözülemez.
Sorun evrenseldir. Öyleyse ağ’lar toplumu olmak durumundayız. Dünyadaki
tüm halklarla birlikte, düzenleyerek, değişerek, sosyal hareketler
oluşturarak örgütlenmek gerekmektedir.
Bu örgütlenme STK demektir. Gönüllülük yasal olmanın temelidir.
Bireyler kendi özel yaşamlarında elde ettikleri kaynakları kamuya yarar
sağlamak için kullanabilirler veya bunu yapmayıp bu kaynakları kendi
özel ihtiyaçlarında kullanabilirler. Bu kişisel bir tercihtir. Kişi
kendi düşünce yapısına bağlı olarak, tercihini yasalar çerçevesi içinde
kalmak koşuluyla kullanmakta serbesttir. Kimse kimseye neden gönüllü
bir iş yapıyorsun diyemez. Devlet de diyemez. STK’ları, gönüllü hizmet
veren idealist insanların varlığı ile bir anlam bulur ve başarıya
ulaşır. Bunlara bir örnekte Vakfımıza TEMA Temsilcilerinin ve Gönüllü
Sorumlularının katkılarıdır.
Okuyucularımızla özellikle ' eğitim ve önemi ' ile ilgili paylaşmak istedikleriniz nelerdir?
Çevre sorunları temelde insan ve toplum kaynaklı olup, bu sorunların
ortaya çıkmasında insanın tutum ve davranışları etkili olmaktadır. Bu
tutum ve davranışları insanın sahip olduğu değer yargıları
yönetmektedir. Toplumumuz dikkate alındığında görülür ki doğal
kaynaklara ilişkin değer yargılarımız dolayısıyla tutum ve
davranışlarımız “kısa dönemli çıkar” ve “doğrudan çıkar” sağlama
üzerine kurulmuştur. Uzun dönemli ve dolaylı çıkarlar pek dikkate
alınmamaktadır. Böyle değer yargıları “halk” için olduğu kadar “aydın”
kesim için de geçerlidir. Halkla siyasiler arasında kısa dönemli ve oy
temeline dayalı çıkar ilişkisi geçerli olduğundan halkın ve yönetimin
değer yargıları olumsuz bir noktada buluşmuştur. Bu bakımdan doğal
kaynakların akılcı, ödünsüz ve uzun dönemli bilinç çerçevesinde
kullanımı konusunda “toplumsal ve siyasi irade zayıflığı” ortaya
çıkmıştır. Başka bir deyişle doğal kaynakları kullanırken yapılan
yanlışlıkların giderilmesi yolunda ne halkta yeterli bir talep ne de
yönetimde yeterli bir hareket vardır. Kuşkusuz demokrasimiz gelişip
sivil toplum örgütlerinin etkinlikleri arttıkça ve “bilgi toplumu”
niteliği kazanıldıkça bu tablo da değişecektir.
Bilgi toplumu olabilmenin en önemli unsuru, kuşkusuz olarak eğitimdir.
Çünkü bu, temelde insanın doğaya bakışı, doğayla olan ilişkisi kısacası
yaşam tarzı ile doğrudan ilgilidir. Bu yönde gerekli olabilecek tutum
ve davranış değişikleri ise ancak sistemli ve etkili bir eğitim desteği
ile çabuklaştırılabilir ve gerçekleştirilebilir.

Röportaj soru cevaptan oluşmaktadır ve TEMA hakkında bilgi vermek amacıyla yapılmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GeCe YaRıSı
Çaylak
Çaylak
GeCe YaRıSı


Kadın
Mesaj Sayısı : 1200
Yaş : 105
Kayıt tarihi : 29/07/09

Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası)   Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Icon_minitimePaz Ara. 13, 2009 10:18 pm

2. ETKİNLİK

Ropörtaj Türünün Özellikleri
(Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri)
Röportaj, gazete ve dergilerde yayımlanın yazı türlerinden biridir.
Öğretici yazı türüdür. Bir olay, bir durum; yerinde gezip görülerek,
olayla ya da durumla ilgili değişik kişilerle konuşularak,
soruşturularak yazılır.

Röportaj hem gezi yazılarının hem makalenin özelliklerini taşır. Makale
gibi dayandığı sağlam bir düşünceyi, bir tez vardır. Yazar; sorunu
yerinde inceleyerek, gezip görerek, halkla, varsa mağdurla ve yetkili
kişilerle konuşarak; fotoğraf, belge, istatistik bilgiler… gibi
bilgilerle destekleyerek okuyucunun bilgisine sunar. En çok kamuoyu
toplayan gazete yazısıdır. Çok yönlü anlatım olanakları vardır. Bu
yönüyle diğer düşünce yazılarından zengindir. Uzunluğu çoğu zaman
makaleden çoktur. Bazen bir röportaj yazısı gazetenin iç sayfalarından
birinde dizi halinde günlerce yayınlanır. Okuyucunun sıkılmadan,
merakla, okuduğu bir yazı bir türüdür.

Röportaj yazmak çok önemlidir. Bu nedenle de röportaj yazarının
toplumsal sorumluluğu diğer yazarlardan daha çoktur. Röportaj yazarlığı
ayrı bir ustalığı ve yan alan becerilerini gerektirir. Yazar evindeki
köşesine çekilip yazmaz yazdıklarını. Röportaj yazarı eline ayağına
çabuk olmak zorundadır. Yazar bir yandan evinde çalışırken bir yandan
kütüphanede, arşivde, devlet dairesinde, iş yerlerinde araştırma
yapacak; diğer yandan da olay yerinde incelemeler yapacaktır. Hem
fotoğrafçı titizliği ile çalışacak; hem de yerine göre kimi zaman
sevecenlikle, kimi zaman ısrarlı ama hiçbir zaman sırnaşık ve
terbiyesiz olmadan, haddini bilerek, insan haklarını da çiğnemeden
soruşturma yapacaktır. Bütün bunların yanında röportaj yazarı, okuyucu
ile bağını koparmamak zorundadır.

Röportaj türünün belirleyici özellikleri nelerdir?
• Röportaj da düşünsel plânla yazılır.
• İşlenen konu; toplumsal, sanatsal olay ya da olgu olmalıdır.
• Yazar anlattıklarının doğruluğunu; konuşma, bilgi toplama ve
fotoğraflarla desteklemeli, anlattıklarını bir mantık çerçevesine
oturtabilmelidir. Her anlattığı, önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir.
• Röportaj yazarı; açıklayıcı anlatım, öyküleyici anlatım, betimleyici
anlatım ve tartışmalı anlatım gibi bütün anlatım yollarından
yararlanır. Okuyucuya konunun önemini kavratabilmek için örnekleme,
karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden de yararlanmalıdır.
• Röportaj yazıları zamanla tarihsel belge olabilir.
• Fotoğraf ya da belge kullanılabilir.

Bazı röportajlar, yüz yüze yapılabildiği gibi bazısı da yazılı
soruların verilip cevapların daha sonra yazılı olarak alınması şeklinde
de olabilir.
Röportajlar genellikle soru cevap tarzında olur. Ancak bazı yazarlar
röportajı hikâye kurgusu ve üslûbu içinde vermeyi tercih ederler. Metin
içerisinde kendi duygu, düşünce ve izlenimlerini de aktarırlar. Çoğu
röportaj, gezi yazısıyla iç içe sunulmaktadır. Gazeteciler, ülke içinde
başka şehir ya da ülke dışında başka ülkelere gazetecilik çalışması
için gittiklerinde oralarda yaptıkları röportajları ve gezi
izlenimlerini birlikte, aynı kurgu içinde kaleme almaktadırlar.

Türk edebiyatında röportaj türünün ilk örneklerini Evliya Çelebi
vermiştir. Modern anlamda ise Ruşen Eşref Ünaydın’ın Diyorlar ki
(1918); adlı çalışması bu türde verilmiş ilk örnek arasındadır. Bunun
dışında diğer bazı röportajlar şunlardır: Hikmet Feridun Es, Bugün de
Diyorlar ki (1932), Mustafa Baydar, Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar
(1960); Gavsi Ozansoy, 40 Yıl Sonra Diyorlar ki (1962); Tahir Kutsi, İç
Göç (1964); Halil Aytekin, Doğuda Kıtlık Vardı (1965); Abdi İpekçi,
Liderler Diyor ki (1969); Yaşar Kemal, Bu Diyar Baştan Başa (1971);
Fikret Otyam, Gide Gide 10 (1969); Yaşar Nabi Nayır, Edebiyatçılarımız
Konuşuyor (1976, konuşmalar değişik kişiler tarafından yapılmıştır.);
İsmail Parlatırİnci Enginün Orhan Okay Zeynep Kerman Kâzım Yetiş Necat
Birinci, Röportajlar (1997).

Türkiye gazetelerinde röportaj çalışmaları yayımlanan başlıca
gazeteciler arasında şunları sayabiliriz: Fikret Otyam, Yaşar Kemal,
Vasfiye Özkoçak, Füsun Özbilgen, Leyla Umar, Nuriye Akman, Ayşe Arman,
Fehmi Koru, Yazgülü Aldoğan, Hüsamettin Aslan.
Aşağıda Haldun Taner’le yapılan bir röportajı görüyorsunuz:
Keşanlı Ali Destanı’nı yazmaya sizi neler zorladı?
Her yazarın bazı sevgili temaları oluyor. Mitosların kulis arkasını
deşmek de beni en çok saran temalardan biri. Lûtfen Dokunmayın tarih
plânında bir Baltacı hiyaneti efsanesinin tartışmasını yapıyordu.
Keşanlı Ali Destanı ise gecekondu ortamında bir kahramanlık mitosunun
parodisini yapıyor.

İNCELEME

(ARDANUÇ)

1. Röportaj türünün belirleyici özellikleri şunlardır:
• Röportaj da düşünsel plânla yazılır.
• İşlenen konu; toplumsal, sanatsal olay ya da olgu olmalıdır.
• Yazar anlattıklarının doğruluğunu; konuşma, bilgi toplama ve
fotoğraflarla desteklemeli, anlattıklarını bir mantık çerçevesine
oturtabilmelidir. Her anlattığı, önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir.
• Röportaj yazarı; açıklayıcı anlatım, öyküleyici anlatım, betimleyici
anlatım ve tartışmalı anlatım gibi bütün anlatım yollarından
yararlanır. Okuyucuya konunun önemini kavratabilmek için örnekleme,
karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden de yararlanmalıdır.
• Röportaj yazıları zamanla tarihsel belge olabilir.
• Fotoğraf ya da belge kullanılabilir.

Bazı röportajlar, yüz yüze yapılabildiği gibi bazısı da yazılı
soruların verilip cevapların daha sonra yazılı olarak alınması şeklinde
de olabilir.
Röportajlar genellikle soru cevap tarzında olur. Ancak bazı yazarlar
röportajı hikâye kurgusu ve üslûbu içinde vermeyi tercih ederler. Metin
içerisinde kendi duygu, düşünce ve izlenimlerini de aktarırlar. Çoğu
röportaj, gezi yazısıyla iç içe sunulmaktadır. Gazeteciler, ülke içinde
başka şehir ya da ülke dışında başka ülkelere gazetecilik çalışması
için gittiklerinde oralarda yaptıkları röportajları ve gezi
izlenimlerini birlikte, aynı kurgu içinde kaleme almaktadırlar.

2. İncelediğimiz röportajda Ardanuç; arazi yapısı, yolları, tabiatı,
tarihi, tarihi eserleri, insanı, iklimi, ekonomisi, geçim kaynakları,
sosyal ve kültürel etkinlikleri, gelenek, görenek, adetleri, ve
folkloru ile ele alınmıştır.

3. Yazar, röportajda anlattıklarını inandırıcı kılmak için halkın
anlattıklarını nakletmekten, resimlerden ve örneklerden
yararlanılmıştır.

BİR ÇOCUK MASALI Gaz Lambaları

Röportajda ‘’gaz lambası’’ lambanın günümüzdeki değeri, işlevi, tarihi, sekli gibi özellikleriyle ön plana çıkartılmıştır.
Röportajda gaz lambası ile roman arasında ilgi kurulması ve gaz
lambasının sihirbazlıkta kullanılması ile gaz lambası koleksiyonculu
yapılması ilgimi çekmektedir.

SAHNELERİN ‘ER’İ EROL GÜNAYDIN

‘’Erol Günaydın’’ röportajının yapılış amacı Erol Günaydın’› tanıtmak ve özelliklerini ortaya koymaktır.
Yazar Erol Günaydın’ı seyircisinin gönlünde yer sahibi olmuş, tiyatroya
gönül veren ve aileden gelen bir komedyen biri olarak görmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GeCe YaRıSı
Çaylak
Çaylak
GeCe YaRıSı


Kadın
Mesaj Sayısı : 1200
Yaş : 105
Kayıt tarihi : 29/07/09

Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası)   Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Icon_minitimePaz Ara. 13, 2009 10:19 pm

3. ETKİNLİK

KONULARINA GÖRE RÖPORTAJLAR
a) Bir Yeri Konu Alan Röportaj
Ardanuç
Özellikleri: Röportajı yapılan yerin bütün özellikleri bilinmeli. Bu
nedenle ilginç yönlerin film, ses kayıt ve fotoğraflarla belgelenmesi
gerekir.
b) Eşyayı konu alan röportajlar
Gaz Lambaları
Özellikleri: Haber konusu olan eşya, her yönüyle bilinmeli; dikkat çekecek ve okuyanları düşündürecek yönleriyle anlatılmalıdır.
c) İnsanı konu alan röportajlar
Sahnelerin ‘Er’i Erol Günaydın
Özellikleri: Belli bir alanda üne kavuşmuş kişilerin özellikleri belirtilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GeCe YaRıSı
Çaylak
Çaylak
GeCe YaRıSı


Kadın
Mesaj Sayısı : 1200
Yaş : 105
Kayıt tarihi : 29/07/09

Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası)   Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Icon_minitimePaz Ara. 13, 2009 10:19 pm

4. ETKİNLİK

Sunuş Biçimlerine Göre Röportajlar
İncelenen Röportaj Metinleri Alman Röportajı Amerikan Röportajı
Ardanuç X
Gaz Lambası X
Erol Günaydın X


İncelenen röportajlarda inandırıcılık kazandıran öğeler röportaj yapılan insanlar ve fotoğraflardır.
Röportaj yazarı; açıklayıcı anlatım, öyküleyici anlatım, betimleyici
anlatım ve tartışmalı anlatım gibi bütün anlatım yollarından
yararlanır. Okuyucuya konunun önemini kavratabilmek için örnekleme,
karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden de yararlanmalıdır.
Metinlerde dil genellikle göndergesel işlevde kullanılmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GeCe YaRıSı
Çaylak
Çaylak
GeCe YaRıSı


Kadın
Mesaj Sayısı : 1200
Yaş : 105
Kayıt tarihi : 29/07/09

Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası)   Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası) Icon_minitimePaz Ara. 13, 2009 10:19 pm

5. ETKİNLİK

‘’Gaz lambaları konusunu; hem yazar kimliği ile önemli başarılara imza
atan, hem de yıllardır Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gaz
lambaları toplayan Adalet Ağaoğlu ile görüştük.’’ cümlesinde anlatım
bozukluğu vardır.
Sebebi: Tamlayan ekinin fazlalığıdır.
Düzgün şekli: ‘’Gaz lambaları konusunu; hem yazar kimliği ile önemli
başarılara imza atan, hem de yıllardır Türkiye ve dünyanın çeşitli
ülkelerinden gaz lambaları toplayan Adalet Ağaoğlu ile görüştük.’’

ETKİNLİK
BASİT SÖZCÜKLER: için, sefere, gene, olmadı, bu, kez, sis, bastı, ama, ona, rağmen, ötede, bir, çobanın, koyunlarını….
TÜREMİŞ SÖZCÜKLER: İkinci, koyuluyoruz, ilerlerken, telaşlıca …

ANLAMA YORUMLAMA

1. - Röportaj yapan kişi, röportajında elde ettiği bilgilerle kendi görüş ve düşüncelerine de yer verilmeli.
— Bu yazılar çeşitli ses kayıtları, belge ve fotoğraflarla
tamamlanmalı. Röportaj yazarı, gördüklerinin fotoğraflarını da çekerek
yazısına eklemeli.
— Röportajda önemli olan, birçok kişinin gördüğü ve bildiği şeyleri ustaca dile getirmelidir.
— Röportajcı, yalnızca gördükleriyle, izlenimleriyle yetinmemeli.
Konuyla ilgili derinlemesine araştırma ve inceleme yapmalı, ilgililerin
bilgisine başvurmalı.
— Röportajcının amacı, konuyu çarpıtmadan belgesel olarak okuyucuya
sunmak, okuyucuyu konunun içinde yaşatmak, kamuoyunu aydınlatmak olmalı.
— Röportajlar, okuyucunun dikkatini çekecek ve onları bazı konularda düşündürecek biçimde düzenlenmeli.
— Röportajlarda öğretici, açıklayıcı, kanıtlayıcı, betimleyici vb. anlatım türlerinden yararlanılmalıdır.

2. Röportajlarda yorum vardır. Haber yazılarında yoktur. Her ikisi de gazete ve dergi yazılarıdır.
ALINTI
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Röportaj Konusunun Cevapları (Sayfa 141-153 arası)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.forumyok.forumm.biz :: ÖĞRENCİ ÖZEL :: Dil ve Anlatım :: Soru-Cevap-Konu Anlatım-
Buraya geçin: